AK Parti'de Neler Olacak!..

Abone Ol

CHP'li lider adayları, Muharrem İnce, Gürsel Tekin, Mustafa Sarıgül her seçim çıkarlar CHP için çalışırlar. Sokak, sokak gezerler. Hepsi lider adayıdır ama. Her zaman kurultay isterler, zorlarlar, eleştirirler, Kılıçdaroğlu'nu yerden yere vururlar. Ama her seçimde de CHP için çok önemli çalışmalar yaparlar. Peki Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan ne yapıyorlar?

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha dünyada önemli saygınlığı ve yeri olan bir lider olduğunu gösterdi...


G-20 zirvesi Türkiye'nin dünya siyaset sahnesinde aktif ve sözü dinlenir bir yeri olduğunu gösterdi...

ABD Başkanı Trump'ın "Türkiye ve Erdoğan'a karşı haksızlık yapıldı. Kendilerine verilen sözler tutulmadı." şeklindeki kendi devletini eleştiren sözleri Türkiye için bir diplomatik başarıdır...

Erdoğan için Japonya ve Çin ziyaretinde her şey istediği gibi yolunda giderken büyük bir moral ile Türkiye'ye döndü.

Bu arada "yılın komiği" yine yaptı yapacağını...

Kim mi?

Tabiki Kemal Kılıçdaroğlu!.

Böylesine önemli bir zirvede Trump'un Türkiye açısından böylesine önemli mesajlarını yorumlaması gerekirken toplantıda heyette bulunan insanların oturdukları yerde ellerinde kağıt kalem var mı yok mu diye yollara düşmesi çok komik oldu...

Belli ki Erdoğan'ın G-20 zirvesindeki başarısı Kemal Beyin psikolojisini yine fena halde bozmuş !..

İstanbul gazı çabuk kaçmış belli ki!..

Peki Erdoğan AK Parti'de neler yapacak?


Çok şey yapmak zorunda...


Her yerde keskin nöbet değişimleri yaşanacak...


Değişim kaçınılmaz bir gerçek olarak duruyor...

Çünkü değişimi en iyi yöneten ve halkın beklentilerini en iyi okuyan bir lider olduğunu 17 yıldır hep kanıtlamıştır..

Tayyip Erdoğan siyaset sahnesinin en iyi Teknik Direktörüdür...

O nedenle yorulan, heyecanını kaybetmiş isimleri yedek kulübesine çekecek yedekte bekleyen nitelikli, tecrübeli, halkta karşılığı olan, liyakat sahibi, gönül zenginliği olan kadroları sahaya sürecek ve sonucu alacaktır.

O nedenle parti tabanı haklı olarak Erdoğan'dan bakanlardan, Genel Merkez yönetimine, il ve ilçe teşkilatlarından bürokrasiye kadar köklü bir revizyon bekliyor...

Peki kabinede nasıl bir değişim olur?


Kimler gider?

İsim vererek algı yaratmak istemiyorum...


Aldığım bilgiler ışığında şunu söyleyebilirim ki kabinede yerini koruyacak bakan sayısı 6'yı geçmez...

Yeni kabinede milletvekili olmayan isimler yer alacak...


Çünkü yeni dönemde TBMM'deki aritmetik sayının çok önemli olacağı gerçeği ortada iken Erdoğan'ın milletvekilliğinden istifa ettirerek bakan yapma şansı çok zayıf ihtimal ...

Belki bir kişi!..


O ismin her alanda liyakat sahibi Nurettin Canikli olacağı konuşuluyor..


Mevcut Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı görevinin ise üçe çıkarılacağı, Binali Yıldırım'ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı olabileceği de kulislere yansımış durumda.


Parti yönetimine çok yakın bir dostum ile 'Neler oluyor?'sorusu ile sohbet ettim..

Dedi ki;


Bakın eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun çıkışlarını yeni parti kurmaya yönelik olarak görmemek gerek. Davutoğlu'nun Gül ve Babacan ile hareket etmediği nedeninin ise Gül ve Babacan'ın Davutoğlu'na sıcak bakmadığını söyleyelim..

Davutoğlu'nun çıkışı Erdoğan'dan 'Davet beklemeye' yönelik diye düşünüyorum...


Davet edildiği an Davutoğlu Erdoğan'ın yanındadır.


Böyle bir davet olur mu derseniz. "Olmaz" demem.

Davutoğlu Binali Bey ile birlikte Başkan yardımcısı olursada şaşırmam... O nedenle bu aşamada Davutoğlu'nu Gül ve Babacan ile aynı yere koymayın..

Peki Abdullah Gül ve Ali Babacan ile Tayyip Erdoğan arasında ipler tamamen koptu mu?


Kopmadı ise bu isimlere Erdoğan davet çağrısı yapar mı?

İşte cevabı;


"Bakın bugüne kadar Erdoğan davet etmiş de onlar reddetmiş diye bir olay söz konusu değil. Bu söylentiler tamamen algı operasyonu. Gül ve Babacan AK Parti ve Erdoğan'a rağmen yeni bir parti kuracaklarsa biliyorlar ki sonları MHP'den ayrılan İYİ Parti'den farksız olmaz.

O nedenle bir türlü karar veremiyorlar.


Ve Anadolu'da AK Parti tabanından Tayyip Erdoğan'a karşı muhalefet yaparak oy isteyecek güçleri olamaz.

Çünkü her şey Ankara'da kapalı kapılar ardında baktıkları gibi değil.

Anadolu'da AK Parti seçmeni Erdoğan ile et ve tırnak gibi.

Eğer illede yeni parti diyorlarsa sonlarının Abdüllatif Şener gibi olmaması mümkün değil..

CHP'ye mi katılacaklar?

Bakın AK Parti içinden Tayyip Erdoğan varken sağlıklı bir parti çıkmaz. Milletvekili çalarız diye düşünüyorlarsa o da nafile...

Tayyip Erdoğan'ın bugün merkez sağında muhafaza demokrat kesiminde en güçlü siyasi figürü olduğunu bütün dünya kabul ediyor...

Özellikle Sayın Babacan Erdoğan karşı alternatifmiş gibi algı yapanların elinde büyük bir hata yapıyor. Çünkü Babacan sadece iyi bir teknokrattır Gül ise her zaman olduğu gibi arka planda kalarak kaçamak oynuyor."

İlginç sözler...

Yani AK Parti'den çıkacak yeni parti Akşener'in İYİ Partisinin bir adım ötesine geçemez.

Sadece CHP'ye taşeronluk yapar!..



Erdoğan'ı devirebilmek için CHP ile işbirliği yapılırsa Gül ve Babacan'ın Anadolu'da AK Parti seçmeninin karşı çıkmaya yüzleri olmaz...

Çünkü bu millet tarihinden iyi dersler çıkardı...

Gül , Davutoğlu ve Babacan parti tabanından Tayyip Erdoğan'a yönelik her zor dönemde yükselen "Seni Abdülhamit'in yalnızlığına bırakmayacağız" sözünün ne anlama geldiğini herkesten çok daha iyi biliyorlardır...

Sayın Gül ve arkadaşlarının Rıza Tevfik'in Abdülhamid'in ölümünün ardından yazdığı şu sözleri de okumamış olamazlar...

Okumamışsalar buyursunlar!..

"Nerdesin şevketlim,

Sultan Hamid Han?

Feryadım varır mı barigahına ( makam/mezar) ?

Ölüm uykusundan bir lahza uyan,

Şu nankör milletin bak günahına"

Gül, Babacan, Davutoğlu bu durumamı düşmek istiyor?...

Yarın birbirlerinin tabutunun altına nasıl girecekler?

Bugünleri yaşayanların o an yüzlerine nasıl bakacaklar?

Şunu iyi bilmeliler ki "Ayrılıkları sadece kendilerini tüketecektir"

İşte bunun için AK Parti içinde kalmaları gerektiği yönünde aklı selim dava adamları tarafından kendilerine telkinler yapılıyor...

Diyeceğim şu ki;

Tayyip Erdoğan kamuoyu önünde Gül, Davutoğlu ve Babacan'a kardeşleri olarak bir davet yapsa ve o davete icap edilmezse 17 yılda hayallerini gerçekleştiren bütün özgürlüklerini kazanan muhafazakar demokrat taban onları affetmez diye düşünüyorum...

Çünkü Muhafazakar demokrat seçmen kitlesi ve AK Parti tabanı Tayyip Erdoğan'ı devirmeye çalışanların kime hizmet ettiğini bilecek kadar zekidir!..

Aklın yolu bir!


Tayyip Erdoğan'ın 17 yıldır bütün saldırılara rağmen ülkesini selametle yönetiyor olması 2023 seçimlerinde de yüzde 50'yi aşacak en güçlü lider olduğunu göstermektedir..

İşte 2023'de yine kaybedeceklerini bildikleri için Gül, Babacan ve Davutoğlu üçlüsünü Erdoğan'a karşı harekete geçirip AK Parti'yi bölüp parçalamak için gazlıyorlar..


Onlar da gaza geliyor!..

Acı bir söz vardır; "Bazı insanlar size sadık değildir. Size olan ihtiyaçlarına sadıktırlar. İhtiyaçları değiştiğinde sadakatleride değişir"

"Ne dersin Sayın Babacan!." diye sormak gerekmez mi?

Kim veya kimler var Erdoğan'ı eski dostları ile vurma planının arkasında?

Arkalarında millet var mı?

Yok...

Çünkü böyle bir rüzgar ve talep yok...

AK Parti tabanı mı var?

Yok!..

Çünkü öyle bir rüzgar esmiyor...

Hadi gitmek istiyorsunuz!..

Can Yücel'in

"Gittiniz mi büyük gideceksiniz.

Ayrılık bile gurur duyacak sizinle"

sözü gibi gidin o da yok!..

Esrarengiz meçhul bir yolculuk bu!..

Sayın Gül, Sayın Babacan, Sayın Davutoğlu ;

Bugün ayrılmak isteğinizle gurur duyacak kimler var?

CHP' mi, HDP' mi, İYİ Parti'mi...

Yoksa FETÖ'mü?

ABD'mi?, AB'mi?

Yoksa İngiliz mi?

Kimler AK Parti'nin içine fitne fesat sokmak istiyor?

Mehmet Akif diyor ki;

"Güvenme insanların samimiyetine,

Menfaatleri için gelirler vecde,

Vaad etmesiydi Allah cenneti,

O'na bile etmezlerdi secde"

Diyeceğim şu ki bu durumlara düşerek kendinize yazık etmeyin!.

Gelelim yeniden değişime...

Özellikle seçim kaybeden büyükşehirlerde tartışılan il ve ilçe teşkilatları üzerinde yeni bir yapılanmaya gidilmesi, yani istifalarının alınması an meselesi...

MKYK toplantısında bütün bunlar masaya yatırılacaktır...


Erdoğan Türkiye'den uzak, kafası rahat şekilde dersini iyi çalışmıştır...

Bu arada Erdoğan yeniden yapılanma için seçimlere 4 yıl varken partisinin büyük kongresini toplarsa da kimse şaşırmasın...

AK Parti'de yeni bir dönemin başlamalı.. ..

AK Parti'de hiçbir şey eskisi gibi olmamalı...


Taban açık ve net değişim istiyor..

Ve 2023 seçimlerine 4 yıl varken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan güçlü liderlik karizması ve siyaseti çok iyi okuyan tecrübesi ile AK Parti'yi yeniden"RASYONEL" düşünce ile 2002'deki ayarlarına döndürecektir...

Tayyip Erdoğan için söylenecek sözü Üstat Necip Fazıl söylemiştir aslında;

"Üzülme!

Bu davanın sahibi Hak'tır..

Hak olan davada zafer muhakkaktır..."

İşte bu yolda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2002 ruhu ile yapması gereken herkesin görüşlerini ortaya koyacağı büyük " Şura" yı toplamalıdır...

Şura 53 ayettir. Sure, adını 38. ayette geçen "Şura" kelimesinden almıştır.

Şura, danışma demektir. Müslümanların işlerini kendi aralarında danışma yoluyla yürüttükleri, ayrıca kainatta Allah'ın birliğini gösteren deliller ve kıyamet gününün halleri konu edilir...

AK Parti lideri Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında büyük bir " Şura"ile büyük bir buluşmaya imza atmalıdır...

Şeyh Edebali Osman Gazi'ye derki;

"Bizler nefreti eritmek için, muhabbetin asaletini dünyaya yeniden hakim kılmak için çıktık yola.Bu yolda utanacak bir şeyimiz yoktur. Muhabbet yolunun gizlisi saklısı yoktur oğul..."

Kimsesizlerin kimsesi olmak adına...

Dünya mazlumlarının adına...

Devlet, Vatan, Millet, Bayrak adına...

Eminim ki Tayyip Erdoğan, AK Partinin sadece bir siyasi parti, Tayyip Erdoğan'ın da üstlendiği misyon ile sadece bir siyasi parti lideri olmadığını BM'de yaptığı çıkışlarla gösterdiği gibi dünyanın ihtiyaç duyduğu vicdanı da olmaya, insanlığı sevgi ortak paydasında buluşturmaya çalıştığını bu " Şura" gösterecektir....

İslami filozof Cemil Sena Ongun derki;

"İnsanları büyük ülküler peşinde sürüklemek isteyenlerin, ülkülerinden daha büyük kalpleri olmalıdır."

İşte o kalplerin buluşma noktası Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yapılacak olan her kesimin görüş ve önerilerinin alındığı "Şura"dır...

İşte Türkiye ittifakıda budur...