CEMİL MERİÇİN NARALARI

Abone Ol

Bu sabah çok önceleri notlar aldığım bir kitap elimde. Düccane Gündioğlu’nun Bir Mabed Savaşçısı adlı eseri. Cemil MERİÇ üstadın Tercüme Bürosu ve mütercimlerle verdiği savaşı tahlil eden bir kitap. Bir dehayı çözümlemeye çalışan başarılı bir çalışma.
Zorumuz var, yaramız var, dermanımız yok!
Tekrar okumaya başladığım kitabın 25.sayfasından bir bölümü buraya alıyorum…
………………….
“Gurbetin tevlit (meydana getirmek, bir şeyi başka bir şeyden elde etmek) ettiği ilk duygu varolma
isteği’dir; kendi kendine başkaları nezdinde varolmak…
Varolmak. Yani fark edilmek ve/veya farkedildiği takdirde ancak varolduğunu hissetmek, hissedilmek…
Genç Meriç de varolduğunu hissedebilmek adına fark edilmeyi, dikkate alınmayı, ciddiye alınmayı, kısacası varolduğunu başkalarına da kabul ettirmeyi ister. Sessizce inlemeyecek, sızlanmayacak ve fakat bunun yerine gürültülü naralar atacaktır: erkekçe naralar…
Evet naralar!
Başkalarınca fark edildi takdirde ancak, gurbete düşmüş, gurbete düşmüş pekçok yabancı gibi genç adam da naralar savurmaktan başka yol bulamaz.
Sözün özü, genç Meriç’in eleştirilerine verilecek ad, gerçekte feryad olmaktan ziyade tamıtamına naradır; sadece eleştirileri değil, bütün yazıları birer sayhadır, çığlıktır, haykırıştır.
Kalabalıklar senfoniden anlamadığı için, Meriç’e göre sesini duyurmak isteyen, kaçınılmaz olarak “nara atmak”, feryad etmek, “sesini sayhalaştırmak” zorundadır.
Bir defasında aynen söyle yazar;
Bu tiyatronun dinleyicileri sağır: Sesini duyurmak isteyen nara atacak. Rebalais’nin kahkahasi gök gürültüsünden farksız. Discorurs de la Methode , Aristo’nun tahtını deviren nara. Rousseu nara, Sait-Simon nara, Proudhon , sokakta tabanca sıkan adam, Namık Kemal, bütün Osmanlı ülkesinde yankılar uyandıran bir haykırış, kulakları ağır işiten tarihin, bağıracaksın ki duysun. Yalnız tarih mi?
Kalabalıklar da naraya koşar.
…………
Bu zor günlerde, bu felakete çare arayanların hatalı inşa edilen binalar için önerilerini kısık sesle değil nara atarak duyurmaları gerekiyor.
Sağır kulaklar, ıssız, ruhsuz gönüllere belki ancak bu şekilde bir çizik atılır.
Selam ve dua ile….