CHP İktidara Yine Talip Değil!

Abone Ol

Bindiği dalı kesmek diye bir deyim var. Bugünlere yaşanan siyasi tartışmalara baktığımızda CHP için bu deyimden başka söz bulmadım. İster Fikri Sağların başörtüsü ile ilgili yaptığı açıklamayı alalım, ister CHP liderinin bu açıklamalara tepkisini alalım, isterse basın ayağına bakalım deyim çuk diye oturuyor ve hayretten küçük dilimi yutuyorum tabiri çaizse.

Yarayı kaşımak, bölmek, parçalamak, çatışma yaratmak kim için en çok söyleniyor? Ak Parti ve onun lideri için.

Nasıl başladı, ne yapıyor CHP ve onun bloğu.

1-Sözü Gazetesi tam da bu günlerde tam sayfa manşetinde 2020 felaketler yılı dedikten sonra SEL VURDU- ÇİFTE DEPREM-VİRÜSLÜ HAYAT ve AYASOFYA'nın açılışını felaket olarak okuyucularına duyurdu. Birinci sayfada yapılan bu fahiş, akıl almaz yanlışa sonradan editöryal hata dedi o cenah. Yani milletin, yani çoğunluğun bir şekilde sevinç duyduğu bir moral değer Ayasofya'nın ibadete açılmasına felaket demeyi birinci sayfa editörlerinin hatasına bağlama uğraşları.

2- Fikri Sağlar, "Yargılandığım zaman türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getireceği konusunda kuşkum var!" dedi

3-Kılıçdaroğlu Fikri sağlara tepkisini dile getirirken herkesin baret taktığı bir ortamda türbanlı bir bayanın vitrine çıkardı.

4- Kılıçadaroğlunun bu hengamede bloklar üzerinden kurduğu bir cümlede "ahlaksızlar" ve "ahlaklılar" diye toplumu kesin çizgilerle iki parçaya ayırmak için kullandığı söz baltası sadece bindiği dala mı rast geldi.

Bu sözün izahı var mı?

15 Temmuz darbe girişiminde Türk Ordusunun şerefli rütbesi ile alçakça Yunanlılara teslim olan alçaklar ne tarafta?

Baş Örtüsü, türban simge öyle mi? O nedenle de hakim savcı polis doktor hemşire olamayacak inşalar öyle mi? Şimdi kim kaşıyor yarayı, kim çatışma çıkarıyor, kim bundan istifade etmeyi eylem ve söylemleri ile başlatıyor görebildik mi?

Kişi hak ve hürriyetlerine, milletin değerlerine bu kadar net ve açık saldırı olduğu yerde nasıl o millete elinizi uzatacaksınız?

Birde özür işi devreye aldı sayın Kılıçdaroğlu ki, evlere şenlik. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'ye yönelik "Oy almak için bazı yerlerde başörtülü birkaç kişiyi yanlarında adeta vitrin mankeni gibi getirip koymak kimseyi aldatmıyor" sözlerine tepki gösterdi. Özür dilesin dedi.

Yani herkesin baret taktığı ortamda türbanlıyı tek başına onların ön safına tam yanına al, sonrada bunu kullanan insana özür dile de.

Vala ben anlamam, benim aklım kesmez. Bu şekilde fahiş hata yapan bir lider asla ve asla Türkiye'de iktidar olamaz. Nokta.

Bindiği dala balta indiren "düşüyorum" diye feryat etmesin boşuna. O balta bindiği dala değil milletin yüreğine iniyor.

Kapanmış yarayı kaşımak ve sonrada ona tuz basmak neden?

Millet unuttu mu zannediyorsunuz türbana uzanan hain elleri? Katsayı zulmü neydi? Birinin doğru cevabı 0.6 ile çarpılıyor, diğerinin 0.2 ile. Nasıl kazanacak türbanlı üniversiteyi? "Hamallık et, çiftçilik yap sorun yok ama hakim olma, savcı olma, doktor olma" diyeceksin sonrada çatışmadan, ayrıştırmadan, parçalamadan bahsedeceksin. Yok öyle yağma!

Bu bindiği dalı kesmenin ötesinde bindiği dalı kestikten sonra dilim dilim parçalamak ve yok etmektir.