Tayyip Erdoğan'ın tek rakibi milletin cebidir. Demirel'in o meşhur "Tencerenin düşüremeyeceği iktidar yoktur" sözü asla yabana atılmamalıdır ki Erdoğan atmıyordur..
Eski Başbakan ve Cumhurbaşkanlarından merhum Süleyman Demirel'in unutulmaz bir sözü vardır.
Demiştir ki;
"Tencerenin düşüremeyeceği iktidar yoktur!"
Bu söz Türk siyasi tarihine her zaman damgasını vurmuştur.Aslında bu söz özellikle son 20 yılda dünyadaki bütün ülke seçimlerine damgasını vurmuştur.
Çünkü bu milletin tercihinde hep ekonomi öne çıkmıştır...
O nedenli diyorum ki;
Bugün Türkiye'nin geçtiği kritik süreçte; bu ülkenin ufkunu açan, büyük bir değişimin altına imza atan, ülkesinin hakkını hukukunu koruyup kollarken dünyada sözü dinlenen bir devlet inşa eden, savunma sanayinde dünyayı kendine hayran bırakan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önündeki tek rakip işte Demirel'in o meşhur sözüdür...
Yani milletin cebidir, tenceresidir...
Demirel'in o sözünü asla yabana atmamak lazım...
Bugün Tayyip Erdoğan'ın karşısındaki iç ve dış güçlerin tek umudu milletin cebi haline gelmiştir. "Millet rahatlamasın, ABD tehdit etsin ekonomik dalgalanma olsun " diye adeta yağmur duası gibi kriz duasına çıkan bir muhalefet anlayışı bunun için ortadadır..
Yoksa topu bir araya gelse dahi Erdoğan'a karşı bir şey yapamayacaklarını, ekonomisi rahatlamış bir Türkiye'de Tayyip Erdoğan'ı devirme şansları olmadığını çok iyi biliyorlar.
Son yerel seçimlere ABD'nin ekonomik saldırısının damga vurduğu bilinen bir gerçek değil mi?...
Milletin cebine dokunulduğu zaman hiç kimseyi tanımadığı bir gerçek.Bu milletin böylesine sabırlı olmasının nedeni Tayyip Erdoğan sevgisidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu ülke için yaptığı hizmetleri anlattığım son yazımdan sonra bir okurum tarafından gönderilen mail bu yazıya vesile oldu...
Çünkü bu seslere kulak verilmeli..
Okurum diyor ki;
***
Osman Bey dün bir cenaze dolayısıyla oldukça kalabalık ve her kesimden insanın bulunduğu bir yerde uzunca sohbetler ettik...
Artık insanlar;
Yolları (ki çoğu bozulup tekrar tekrar ihale yapılıyor), hastaneleri (ki muayene için doktorda yok sırada çoğunda),
İHA'yı, SİHA'yı , 'Dış politikada biz de varız' iddialarını, Reis'in Abdülhamitliğini, falan konuştuğu yok. Uzun vadeli yüksek kazanç ve güven, hız getiren projeler halka anlatılamadığı bir yana insanlar artık cebini düşünüyor.
İnsanların ekonomik sorunları mutlaka aşılmalı.
Ben bunu gördüm...
Reis'i savunurken adeta linç edildim...
Hem de her kesimden...
"Reis'in her zaman başımızın üstünde yeri oldu. Ama biz tükeniyoruz?" diye küskünlere gördüm.
Siftah yapmayan esnaf, işçi çıkaran sanayici, emekli arkadaşlar dün beni perişan etti.
İnanın değil Reis'i şu an vatanı bile patates soğan davasına satacak insanlar var!
En kötüsü Reis'in artık göremediği adam kayırma, usulsüzlük,, hak ve hukuk rafa kalktı düşüncesi insanların adeta beynine kazınıyor...
Bakın Ziraat Bankasının simitçi tezgahı ve Reis'in habersiz oluşu tüm bunlara tuz biber oldu. Sanki Reis zor duruma düşsün diye birileri oyun oynuyor.
Sizden istirhamımız en acil şekilde insanların aşına mutlaka el atılmalı gerektiğini anlatmanız.
Yoksa bu gidiş iyi gidiş değil...
Bu millet aşına, ekmeğine dokunulduğu zaman kimseyi tanımıyor. Anlatıyorum neden böyle olduğunu neler yapıldığını sabırlı olmak gerektiğini dinleyen yok.
2000'li yıllarda bunu yaşadık. Millet Reis'e umut diye sarıldı.Allaha şükür umutlarını boşa çıkarmadı. 17 yıldır da sarılmaya devam ediyor.
Ama
bugün halkın ekonomik çıkmazları , zamlar artık Cumhurbaşkanımızın gücünü zayıflatıyor diye düşünüyorum.
Maalesef içimizden çıkan nankörler de kurdukları partilerle buna çanak tutuyor...
Reis bırakmalı artık betona yatırımı, insanların midesine bakmalı.Çünkü bakıyorum kimse Suriye'nin, Irak'ın derdinde değil. İnsanlar duygusallaşmış.
Osman Bey...
Bakın bende ihtiyaçlıyım ama ben inanın hiç bir şey istemiyorum. Çünkü Reisin dertlerini biliyorum. Ben onu Allah için seviyorum.
Gözünüzü seveyim gariplere yoldaş olan Reis artık bu insanların aşına el atsın.
Reis bizim son umudumuz. Allah onun varlığını eksik etmesin. Çünkü görüyorum ki ondan sonrası nice 28 Şubatlara, nice FETÖ'lere nice kıyımlara gebedir...
Yok bu memlekete ve bizlere yazık olacak. Bu sözlerimi Allah için paylaşın.
***
Duygusal ama samimi "Dost acı söyler " misali uyarı olarak dikkat edilmesi gereken sözler...
Deniz altıları, Tanklar, Silahlar, İHA'lar, SİHA'lar...Yollar, köprüler, konutlar, üniversiteler...Hastaneler, köprüler, havaalanları, Marmara ray, Avrasya tüneli..
Şimdi de Kanal İstanbul...
Her biri muhteşem...
Keza dış politikada böylesine kararlılık böylesine alkışlanan dik duruş hiç bir iktidara nasıl olmamış..
"Hayaldi gerçek oldu" denilen projelerle gurur duymamak, bu ülkenin Tayyip Erdoğan ile nereden nereye geldiğini, nasıl büyüdüğü görmemek nankörlük olur...
Kuşkusuz bir devi uyandırmak ve ayağa kaldırmak için vizyon projeleri gerçekleştirmek gerekir ki Tayyip Erdoğan 17 yılda hayal denilen bütün projeleri gerçekleştirmeyi başarmış bir lider..
Ancak ne yazık ki bunlar bedelsiz olmuyor. Çünkü ayağa kalkmasını büyümenizi gelişmesinizi istemiyorlar.
Komplolar, darbe teşebbüsleri, küresel güçlerin tüm engellemelerine rağmen Tayyip Erdoğan milletinin desteğini arkasına alarak 17 yıldır bu fırtınalı denizde gemisini selametle yürüttü.
Tüm yatırımlar ile Türkiye'yi büyüttü.
Ne yazık ki bunun tam millete refah olarak yansıyacağı dönem 2018 küresel ekonomik saldırısı devletinde, milletinde belini büktü.Ne yazık ki iş milletin cebine, tenceresine yansıdığı zaman da yerel seçimlerde gördük ki o dev projeleri unutanlar kar topu gibi büyüyor!..
Bugün işte o küresel aktörler; CHP, İYİ Parti, HDP, ve Yeni Partiler ile kol kola bu oyunda Tayyip Erdoğan'ı devirmek için umutlarını milletin cebine bağlamışlar!..
Millet nefes almasın istiyorlar..
***
O nedenle ;
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan çok ağır şartlar altında geçen 2019'un ardından yeni yılla birlikte artık milletin cebine hitap edeceklerdir...
Her zaman yazdım "Tek suçu ABD'nin, İngiltere'nin, kraliçenin adamı olmamak" olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın ortaya koyduğu sistem ve kararlılık ile Türk ekonomisinin rayına oturacağına inananlardanım.
Ve Sayın Bakana güveniyorum...
Gördük işte artık son dönemde artık her hangi bir dış tehdit Türk ekonomisini olumsuz etkilemiyor.
Bunu kim başardı sorusunu sormak gerek.Böylesine kritik bir süreçte meyvesini yani millete yansımasını bir iki yıl içinde alacağımız çok önemli işlerin altına imza attığını görüyoruz..
Benimde katıldığım İstanbul'daki sohbet toplantısında "2020 artık zam değil bütün kazanımların millete geri dönüşümünün başlangıç yılı olacaktır " mesajını çok önemli buluyorum...
O nedenle Türkiye ekonomik sorununu millete yansıyacak şekilde çözüp milleti rahatlattığı zaman Tayyip Erdoğan'ın önünde artık hiç kimse duramaz...
O nedenle diyorum ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rakibi ne Kemal Bey, ne Meral hanım, ne Babacan, ne Gül, ne Davutoğlu'dur...
Tek rakibi Demirel' in o meşhur sözüdür!..
Şu bir gerçek ki...
Türkiye'nin geldiği noktada Türk milleti ve Türk devleti için Tayyip Erdoğan'ın sadece Tayyip Erdoğan olmadığı ülkesine küresel güç olma yolunu açan bir lider olduğu bir gerçektir...
Şöyle son yıllara iyi bakın...
Dünyada Türkiye'den fazla konuşulan bir başka ülke ve Tayyip Erdoğan'dan başka lider var mı?
Dünya siyaseti 2019'da Tayyip Erdoğan'ı konuştu.
İşte 2023 süreci Türkiye'nin son 17 yılda elde ettiği büyük kazanımların dünyada Türkiye'nin güçlü bir aktör olması için final sürecidir.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile 2023'de de yola devam etmesi demek "DÜNYA 5' DEN BÜYÜKTÜR" sözünün resmen hayata geçmesi demek olacaktır...
Yani Türkiye'nin BM'nin 5 daimi üyesi arasına yani ABD, Çin, İngiltere, Fransa ve Rusya'nın arasına adını yazdırması 2023 seçimlerinden geçecektir.
Reis Demirel'in o meşhur "Tencerenin düşüremeyeceği iktidar yoktur" sözünü unutmamıştır!
O nedenle bu milletin ekonomik olarak yüzünü güldürmek Türkiye'nin istikbali için olmazsa olmaz olduğu bir gerçektir.