Yıllardır ülkemizin kanayan yarası haline gelen ermeni meselesini birazcık araştırdım.
Geçmiş asırlarda çok güzel günlerimizin yanında, çok kötü, çok kanlı günlerimiz de oldu.
Keşke o 1915 yıllarını yaşamasaydık, fakat o yaşanan kanlı günlerin sorumlusu kesinlikle biz Türkler değiliz.
1. Dünya harbinin, o en dehşetli günlerinde, ordularımız yedi cephede çarpışırken, bizimle beraber aynı ekmeği, aynı suyu paylaşan, bize komşuluk eden Ermeni dostlarımızda vardı aramızda. Fakat ülke topraklarımızda bulunmayan Ermenilerin içimizde yaşayan Ermeni dostlarımıza, Rusların, İngilizlerin ve Fransızların dayatma oyunlarına gelerek Doğu Anadolu'da binlerce vatandaşımızı katletmeselerdi, ordularımızı arkadan vurmasalardı, bir tek Ermeni'nin burnu bile kanamazdı.
Ermeni Diaspora Bakanının ve Ermenistan devletinin bir parçacık aklı olsaydı, düşüneceklerdi ve diyeceklerdi ki: " Türklerle Ermeniler 1071 yılından 1915 yılına kadar dostça yaşadılar. Hatta Türkler, Osmanlı İmparatorluğu döneminde iki Ermeni asıllı kişiyi Sadrazam ve Başbakan yaptılar.
29 Ermeni'ye Sivil Paşalık
12 Ermeni'ye Bakanlık
30 Ermeni'ye Milletvekilliği
7 Ermeni'ye Büyükelçilik
11 Ermeni'ye Başkonsolosluk
11 Ermeni'ye Üniversite Öğretim Üyeliği verilmiştir.
Böylesine yüce bir devlet aklını peynir ekmekle yese bile, 1915 yılında 7 cephede çarpışırken bir de kendi içinde, bin yıldan beri birlikte yaşadığı Ermenilere karşı cephe alabilir miydi?
1912 Balkan savaşları sırasında Türkiye'nin Dış İşleri Bakanı Ermeni asıllı Gabriel Noradungyan idi.
Ve... Hala aynı sömürgelerin aklı ile iş yapan Ermeniler, Fransa da, orada, burada, Ermeni Soykırımı adıaltında yasalar çıkmasına izin vermektedirler.
Bütün bunlar 1915 faciasına sebep oldu. Bu facianın kesinlikle suçlusu bizler değiliz. Şu çok iyi bilinmelidir ki; Ermeni Devleti en kısa zamanda aklını başına toplamalı ve başka akımların dayatma fikirleri ile düşmanlıklarından vaz geçmelidir.
Tarih boyunca Türkler ve Türk Devletleri, hiç bir zaman mezalimlik yapmamıştır. Dinimiz gereği de yapmayacağız, bu demek değildir, yine aynı yaşanacak olaylara seyirci kalacağız, bu sefer emin olun, faturası daha büyük olacaktır.
Çünkü unutulmamalıdır ki: "Biz Türkler, sallanır ama yıkılmaz."
Saygım ile...