Istanbul

İstanbul - Suriye Türkmen Derneklerinden açıklama: Türkmenlerin süreç dışına itilmesi kabul edilemez

Abone Ol

Gülseren KARAPINAR-Fırat ALKIZ / İSTANBUL, (DHA) - SURİYE Türkmen Dernekler Federasyonu Taksim'de Suriye'deki gelişmeler ve Türkmenlerin son durumuyla ilgili basın açıklaması yaptı. Suriye Türkmen Dernekler Federasyonu Başkanı Dr. Tarık Sulo Cevizci, "Yeni sürecin temsilcilerinin atanacağı hedeflerinin belirleneceği ve yeni dönemin organize edileceği Milli Diyalog Kongresine Suriye'nin en önemli bileşenlerinin başında gelen Türkmenlerin çağırılmasını ve süreç içerisinde dışarıya itilmemesini arzu ediyoruz. Süreç bu şekilde devam ederse bizim açımızdan kabul edilmeyecek bir süreç olacaktır." dedi.

Suriye Türkmen Dernekler Federasyonu Başkanı Dr. Tarık Sulo Cevizci Taksim Camii Kültür Sanat Merkezi’nde, Suriye’deki gelişmeler ve Türkmenlerin son durumu hakkında basın açıklaması yaptı. Toplantıda sivil toplum temsilcileri ve çok sayıda katılımcı da hazır bulundu.

'ARAPLARDAN SONRA EN BÜYÜK ETNİK GRUP SURİYE TÜRKMENLERİ'

Suriye Türkmenlerinin verdikleri mücadelede yalnızca Esat rejimine karşı olmadığını dile getiren Cevizci, "61 yıllık Baas ve 54 yıllık Esat diktatörlüğünün son bulması nedeniyle, tüm Suriye ve mazlum halkları kutlar ve bu uğurda mücadele eden tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet dileriz. Suriye Türkmenleri 2011 yılında sokak hareketleriyle başlayan bu kutlu mücadelede en başta yer almış ve binlerce bu uğurda şehit vermişlerdir. Bu şehitleri vermekten hiçbir şekilde tereddüt içerisine düşmemişlerdir. Zira bu mücadele 8 Aralık 2024 tarihinde taçlanmış ve dünyanın en kanlı ve zalim rejimi son bulmuştur. Bu mücadele yalnızca Esat diktatörlüğüne karşı verilmemiştir. Aynı zamanda bu mücadele IŞİD ve PKK gibi terör örgütlerine karşı verilmiştir. Bilindiği üzere Araplardan sonra en büyük etnik grubu Suriye Türkmenleri oluşturmaktadır. Suriye Türkmenleri tüm tehdit, tecrit ve asimilasyon politikalarına karşı varlıklarını günümüze kadar devam ettirmeyi başarmışlardır. Başta Halep, Hama, Humus, Şam, Bayır, Bucak, Golan, Havran, Rakka ve İdlip olmak üzere Suriye’nin dört bir tarafına yayılan Oğuz Türkleri, Esat Rejimi’nin yanında IŞİD ve PKK terör örgütlerine karşı 2011 yılından itibaren mücadele vermiş ancak onların Türkmenlere karşı uyguladıkları baskı, tehdit, zulüm politikaları ve katliamları Türkmenleri yurtiçine ve yurtdışına göç etmek zorunda bırakmıştır" dedi.

'TÜRKMENLERİN SİYASİ VE SİVİL KANADIYLA GÖRÜŞÜLMEMESİ KABUL EDİLEMEZ'

Suriye Türkmenleri'nin kazanılan bu zaferin önemli bileşenlerden biri olduğunan değinen Cevizci, "Suriye Türkmenleri bu şanlı zaferin en önemli bileşenlerinden birisi olduğu gibi bu zaferin de en çok sevinç duyanları arasında yer almaktadır. Ancak 8 Aralık 2024 sonrası yaşanan bazı gelişmeleri ve atamalar kaygı ve endişe vermek noktasına gelmesi nedeniyle bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissetmekteyiz. Yanlış kararlı atamalardan dolayı boşa gitmemesini ve şehitlerin emanetine ve biatına çıkmak adına Suriye Geçiş Dönemi’nin lideri Ahmet Şera’nın şu ana kadar tüm kesimlerin temsilcileriyle görüşmesine rağmen, Suriye Türkmenleri'nin siyasi ve sivil kanadıyla şimdiye kadar görüşmemesi manidardır. Ayrıca yeni sürecin temsilcilerinin atanacağı hedeflerinin belirleneceği ve yeni dönemin organize edileceği, Milli Diyalog Kongresine Suriye’nin en önemli bileşenlerinin başında gelen Türkmenlerin çağırılmasını ve süreç içerisinde dışarıya itilmemesini arzu ediyor bu süreç bu şekilde devam ederse bizim açımızdan kabul edilmeyecek bir süreç olacaktır.PKK ve IŞİD gibi terör örgütlerinin tehditleri devam ederken, Suriye Milli Ordusu’nun lağvedilmesi ya da yeni ordu içerisinde eritilmesi terörle mücadele noktasında bizleri endişeye sevk etmektedir. Suriye’de IŞİD ve terör örgütü PKK’nın varlığı hala devam ederken ve Suriye bölünme riskiyle karşı karşıyayken böyle bir karar alınması bizim açımızdan erken alınmış bir karar niteliğindedir.Bu risklerin yanında Suriye sahil şeridinde sözde 'Suriye Halk Direnişi' adı altında Esat Ordusu’ndan ayrılmış Nusayri kökenli askerlerin silahlandırılması ve direniş hareketine geçtiğine dair haberlerin yayılması bu kararı yeniden gözden geçirilmesine neden olmaktadır" diye konuştu.

'YENİ ANAYASA VATANDAŞLIK ESASINA GÖRE YAZILMALI'

Suriye'deki yeni anayasa çalışmalarından da bahseden Cevizci, "Yeni anayasanın vatandaşlık esasına göre yazılması hayati derecede önemlidir. Suriye Türkmenleri hiçbir etnik, dini ve mezhepsel temelli bir anayasayı arzu etmemektedir. Bu anayasada hiçbir etnik, dini ve mezhep gruplarını ayrıcalık tanınmamalıdır. Eğer herhangi bir etnik gruba bir ayrıcalık tanınacaksa Türkmenlere de aynı ayrıcalıkların tanınmasını şiddetle talep ederiz. Suriye çok kültürlü bir ülkedir. Her kültür grubunun kendi değerlerini yaşatmasında herhangi bir sakınca görmemekteyiz. Bu bağlamda Suriye Türkmenlerinin kendi dilleri olan Türkçede, Türk dilinde eğitim faaliyetleri yürütmeleri ve kendi kültür ve tarihlerini araştırmaları ve buna benzer faaliyetlerin anayasal güvence altına alınması gereklidir" dedi.(DHA)