Ukrayna ile Rusya’nın aylardır devam eden savaşı, kardeş ülke Azerbaycan’ın Ermenistan ile yaşadıkları ve son olarak İsrail ve Filistin arasında yaşananlar… Çatışma alanlarının ve sürelerinin giderek arttığı bir dönemden geçtiğimiz sır değil.
İşte tam da bu noktada Türkiye’nin yerli/milli savunma sanayiinde ortaya koyduğu kimi sistemler ve platformlar dikkate değer. Bunlardan biri de Barbaros Kıyı Savunma Sistemi…
Milli Savunma Bakanlığı’nın ihtiyaçları için Savunma Sanayii Başkanlığı koordinesinde ROKETSAN tarafından üretilen bu sistem Ankara için pek çok alanda kritik bir kabiliyet kazanımı anlamına geliyor.
Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin ile hem sistemin çalışma prensibini hem de bölgede en geniş kıyılara sahip ülke olan Türkiye için ne tür faydalar sağlayabileceğini konuştuk…
“Karaya bir firkateyn koyduğunuzu düşünün”
Kıyı savunma sistemleri son dönemde bir trend haline geldi... Anıl Şahin bunun sebebini Ortadoğu’dan Karadeniz’e Akdeniz’den Asya ve Afrika’ya kadar çok geniş bir alanda görülen çatışmalara bağlıyor…
“Böyle bir ortamda sizin kara ve hava sınırlarınız kadar deniz sınırlarınızı da korumanız elzem” diyor Şahin. Burada akıllar ilk gelen husus haliyle ‘donanma’ oluyor. Donanması güçlü olan ülkelerin neden kıyı savunmaya ihtiyaç duyduğu meselesini havada bırakmıyor ve detaylıca anlatıyor:
“Güçlü bir donanmanız varsa bunu savaş gemileriniz ile yapabilirsiniz. Ancak donanması güçlü olmayan ya da tıpkı Türkiye gibi güçlü bir donanmaya sahip ama deniz sınırları da oldukça geniş olan ülkeler kıyı savunma sistemlerine yöneliyor.
Kıyı savunma sistemleriniz sayesinde esasında siz ‘kara konuşlu bir firkateyne' sahip oluyorsunuz. Çünkü kıyı savunma sistemleri hem birçok gemisavar füzeyi bünyesinde barındırıyor hem de düşman deniz platformlarını tespit edebilecek radar ve diğer sensörlere sahip oluyor.
Bunlar çok değerli işler... Ancak kritik bir parantez daha açalım… Denizlerde en önemli unsurlardan biri de tahmin ettiğiniz gibi denizaltılar. Bütün meselesi ‘bilinmezlik’ olan bir platformdan bahsediyoruz. Siz savunmanızı kıyıya konuşlandırdığınız zaman denizaltılar tarafından hedef olma ihtimalini de ortadan kaldırıyorsunuz.”
Barbaros ile düşmana ‘ölüm üçgeni’ kurulabilir
Her ne kadar kıyı savunma sistemi olması nedeniyle kara kısmı öne çıksa da aslında madalyonun diğer yüzü de dikkate değer…
Barbaros Kıyı Savunma Sistemi’nin muharip gemileri de desteklediğinden bahsediyor Şahin… Ege ile Akdeniz'in birleştiği alanı örnek veriyor ve şunları söylüyor:
“Akdeniz ve Ege tarafında 1'er adet Barbaros Kıyı Savunma Füze Sistemi olsun. Deniz tarafında da bir adet savaş gemimiz bulunsun. Siz, karadaki kıyı savunmalarınız ve denizdeki savaş geminiz ile esasında her kenarı 250'şer kilometre uzunluğa sahip bir 'ölüm üçgeni' oluşturuyorsunuz. Hatta bunu iki savaş gemisiyle destekleyip, 'ölüm diktörtgeni' veya 'ölüm hattı’ kurmanız da mümkün. Bu alana giren bir düşman unsurun hayatta kalabilme ihtimali neredeyse yok.
Tabii bir de bu gemilerin ve kıyı savunmaların, insanlı ve insansız hava araçları ve hatta denizaltılar tarafından da destekleneceğini unutmamak lazım.”
“KKTC’ye konuşlanacak Barbaros büyük avantaj”
Anıl Şahin, Barbaros Kıyı Savunma Sistemi’nden yakın zamanda yine ROKETSAN imzalı Çakır füzesinin ateşlenmesini de bekliyor.
Sistem için şu anda sipariş olup olmadığı henüz net değil. Şahin’e göre sipariş olması kuvvetle muhtemel. Bu nedenle sistemin gelecek yıl envantere girmesini bekliyor.
Barbaros envantere girdikten sonra nerelere konuşlanabileceğini de soruyoruz Şahin’e… Tıpkı hava savunma sistemlerinde olduğu gibi Türkiye için kritik noktalara bu sistemlerin yerleştirilebileceğini kaydediyor.
Aksaz Deniz Üssü, İstanbul Boğazı'nın kuzey kısımları, Antalya, İskenderun, Çanakkale, İzmir gibi yerler akla ilk gelenler. Anıl Şahin, KKTC’yi de bu listeye ekliyor ve burada konuşlanacak bir kıyı savunma sisteminin Ankara için Mavi Vatan’da çok büyük bir kazanım anlamına geleceğine de sözlerine ekliyor.