Gizem CENGİL-Samet ÖKSÜZ/ANKARA, (DHA)- TIP öğrencilerinin 2014'te onkoloji servisinde tedavi gören 3,5 yaşındaki Leyla'nın, kendilerinden istediği kırmızı bisiklete kavuşamadan hayatını kaybetmesi üzerine başlattığı 'Leyla'dan Sonra' projesiyle 11 yılda 9 bin 306 çocuğun dilek ve hayali gerçekleştirildi. Projenin uygulandığı 66 tıp fakültesi arasında yer alan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri, düzenli aralıklarla hastanede ziyaret ettikleri çocuklarla boyama ve yapboz yapıp, çeşitli oyunlar oynuyor, dileklerini gerçekleştiriyor.
İstanbul Tıp Fakültesi öğrencileri, 2014'te onkoloji servisinde tedavi gören 3,5 yaşındaki Leyla'nın, kendilerinden istediği kırmızı bisiklete kavuşamadan yaşamını yitirmesi üzerine, diğer çocukların dilek ve hayallerini gerçekleştirmek için 'Leyla'dan Sonra' projesini başlattı. Proje, tüm tıp fakültelerinde yayıldı ve birçok çocuğa ulaşıldı. Şu anda ülke genelinde 66 tıp fakültesinde uygulanan projeyle, 11 yılda 9 bin 306 çocuğun dilek ve hayali gerçekleştirildi. Proje kapsamında Gönüllü Hekimler Kulübü çatısı altında bir araya gelen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri de kronik hastalıklarla mücadele eden çocukları yalnız bırakmıyor. Tıp fakültesi öğrencileri, düzenli aralıklarla bir araya geldikleri çocuklara kitap okuyor, boyama ve yapboz yapıyor, çeşitli oyunlar oynuyor. Doktor adayları, 'Bir Çocuk, Bir Dilek' mottosuyla çocukların dileklerini, gönüllülerin de desteğiyle hayata geçiriyor.
Kulüp başkanı İrem Özsoy, 'Leyla'dan Sonra' projesinin şu anda 66 tıp fakültesinde ortak olarak yürütüldüğünü söyledi. Özsoy, her fakültenin ziyaret düzenlediği bir hastane olduğunu, kendilerinin de Bilkent Şehir Hastanesi’ne ziyaretler yaptıklarını belirterek, "Bu kapsamda haftalık olarak 2'şer ya da 3'er kişilik gruplar halinde hastaneye ziyaret düzenliyoruz. Kronik hastalığı olan çocuklarla oyunlar oynuyoruz, vakit geçiriyoruz, sohbet ediyoruz. Onlardan dileklerini alıyoruz. Projemizde geri dönüşler çok güzel oluyor. Özellikle çocuklarla dilek almasak bile oyun oynadığımızda bir sonrakinde 'Tekrar gelin, tekrar oynamak istiyoruz' talepleri oluyor. Çocukların güzel geri dönüşlerini gördüğünüz zaman gerçekten çok mutlu oluyorsunuz. Dileklerini teslim ettiğinizde de öyle oluyor. Çünkü gözlerindeki ışıltıyı görüyorsunuz ve 'Evet tıp fakültesi öğrencisi olmanın değeri bu' diyorsunuz" dedi.
'MUTLULUK PAKETİ DİYORUZ'
Özsoy, proje kapsamında çocukların dileklerini gerçekleştirmede aracılık yaptıklarını söyleyerek, "Çocukları ve gönüllüleri buluşturuyoruz diyebilirim. Dilekler gönüllüler tarafından karşılanıyor. Aynı zamanda bizim oynarken kullandığımız boyama kitapları, oyunlar da gönüllüler tarafından karşılanıyor. Hatta bunların adına 'Mutluluk Paketi' diyoruz, gönüllüler bu paketleri kendileri yollayabilir. Biz çocuklarla oyun oynadığımızda kendilerinden genel bilgilerini alıyoruz. Bu şekilde bir sitemiz var. Bu siteye çocuğun genel bilgilerini yüklüyoruz. Bir tanışma yazısı hazırlıyoruz. En son yazının sonunda bir dileğini belirtiyoruz. Gönüllülerimiz bu siteye girerek çocuğumuzun dileğini görebiliyor. Gönüllü mail görevlimize ulaşarak dileğin gönderimini gerçekleştiriyor. Hiçbir şekilde para kabulü almıyoruz. Ekibimizde her dönem öğrencilerinden katılımcı var. Ama genel olarak 1-2-3; çünkü staj programlarımız daha yoğun olduğu için ziyaret düzenleyenler bu şekilde" ifadelerini kullandı.
Tıp öğrencisi Sümeyye Ergül de 'Leyla’dan Sonra' projesinin çıkış sürecine değinerek, "İstanbul Tıp Fakültesi'nde öğrenim gören 3 tıp öğrencisinin, tümör nedeniyle tedavi gören 3,5 yaşındaki Leyla ile tanışmasıyla bu proje başladı. 3 arkadaşımız, Leyla'nın tedavi sürecinde kırmızı bir bisiklet istediğini öğreniyor. Ders yoğunlukları sebebi ile Leyla’nın isteğini anında yerine getiremiyorlar ve bu süreçte tedavi gören Leyla’nın yaşamını yitirdiğini öğreniyorlar. Öğrenciler bu haberle tabii ki çok etkileniyorlar, üzülüyorlar ve daha fazla geç kalmayalım, çocuklara daha erken ulaşalım, vaktinde ulaşalım diyerek, ‘Bir Çocuk Bir Dilek’ mottosuyla bu projeyi yürürlüğe geçiriyorlar. ‘Bir Çocuk Bir Dilek’ diyerek de olabildiğince çok fazla çocuğa ulaşmaya çalışıyorlar, umut olmaya çalışıyorlar, mutlu etmeye çalışıyorlar” diye konuştu.
‘ÇOK GÜZEL GERİ DÖNÜŞLER ALIYORUZ’
Gönüllü Kübra Manap ise "Uygun durumda olan gönüllülerimiz çocuklarımız için kan bağışında bulunabiliyor. Bu sayede daha hızlı şekilde ihtiyaçları karşılayıp daha fazla cana dokunabiliyoruz" dedi.
Selin Burgu, "6 Şubat günü yaşanan depremden 2 gün sonra gerekli izinler ayarlandı ve hastanelerimize gelen çocuklarımızı günaşırı neredeyse ziyaret ettik. Çocuklar artık koridorlarda bizi bekliyorlardı. Projeden en etkilendiğim dönem o zamandı" diye konuştu.
Buse Böke ise "Özel günlerde çocuklarımız için partiler hazırlıyoruz. Kostümler giyerek onları eğlendiriyoruz. Aileler tarafından çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Koridorlarda bizleri gördüklerinde koşup gelen çocuklarımız var" dedi. (DHA)