Fatih Devlet Hastanesi Hemodiyaliz Bölümünde tedavi gören 43 yaşındaki Melek Baş, AA muhabirine, çocukluk döneminde görme bozukluğu nedeniyle gittiği hastanedeki tetkiklerin ardından kronik böbrek yetmezliği tanısı aldığını söyledi.
Diyaliz tedavisine 14 yaşında başlandığını anlatan Baş, bir sene sonra da Ankara'daki bir hastanede babasının donör olduğu bir operasyon geçirdiğini belirtti.
Melek Baş, babasından nakledilen böbreğin vücuduna uyum sağlamaması nedeniyle yaklaşık 2 yıl sonra ameliyatla tekrar alındığını ifade etti.
Yaklaşık 8 yıl önce genetik bir hastalık olan Ailevi Akdeniz Ateşi, 3 yıl önce de meme kanseri tanısı aldığını ifade eden Baş, ablasının desteği ile hastalıklarla mücadeleyi sürdürdüğünü anlattı.
Kanser tedavisi sürecinde sol memesinin alındığını, ışın ve kemoterapi ile bu hastalığı yendiğini dile getiren Baş, gelinen süreçte rutin kontrollerin sürdüğünü aktardı.
- "Nakil olursam ben de hayaller kurabilirim"
Melek Baş, çocukluğundan itibaren yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle zor zamanlar geçirdiğini söyledi.
Haftada 12 saat diyalize girmeye devam ettiğini belirten Baş, "PRA değerim düşerse yeniden nakil olabileceğim. Nakil olursam ben de hayaller kurabilirim. Hayat belki benim için de güzel olur. Bir yere bağlı kalmadan yaşamak nedir bilmiyorum. Sağlıklı nasıl yaşanır, gerçekten bilmiyorum. Nakil olmak, ömrüm boyunca da bir daha burayı görmek istemiyorum." dedi.
Baş, kronik böbrek yetmezliği nedeniyle eğitimini yarıda bırakmak durumunda kaldığını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evlenip çocuk sahibi olmak isterdim. İçimde kalan en büyük şey okuyamamak. Okusaydım müzik öğretmeni olmak isterdim çünkü müziği, şarkı söylemeyi seviyorum. Herkes okula gidip okurken ben okuyamadım, ailemle, arkadaşlarımla yapabileceğim birçok şeyi kaçırdım. Onlar bir aradayken ben hastanelerde yatarak tedavi gördüm. Ben hastanede büyüdüm."
Ailesinin, hayatındaki en büyük şans olduğunu belirten Baş, şunları kaydetti:
"Babamı 20 yaşında kaybettim ama o güne kadar beni diyalizde hiç yalnız bırakmadı. Babamı akciğer kanserinden, annemi Kovid-19'dan, iki ağabeyimi de trafik kazasında kaybettim. Onların acılarını yaşayamadan diyalize girmek zorunda kaldım. Ablam da hayatını bana adadı. İyi ki ablam var. O olmasaydı hayat daha da zor olurdu benim için. Allah başımdan eksik etmesin. En çok onun için iyileşmek istiyorum."
Baş, organ bağışının önemine dikkati çekerek, "İnsanlar organlarını bağışlayıp başkalarına umut olsunlar. Hayal kurmalarına sebep olsunlar. Çünkü bu hastalık gerçekten çok zor. Böbreklerinizi bağışlayın, duyarlı olun, bu hastalıkla mücadelede eden o kadar çocuk var ki. Rabbim kimsenin başına vermesin." diye konuştu.