Devran GÜNDÜZ- Emir Efe BENLİOĞLU/ İSTANBUL, (DHA)- MİLLİYET’in Haldun Taner anısına 35'incisini düzenlediği Haldun Taner Öykü Ödülü’nün sahibi ‘Kötü Tabiat, İyi Doğa’ kitabıyla Tuncer Erdem oldu. Erdem’e ödülünü, jüri başkanı Doğan Hızlan takdim etti. Ödülü alan Erdem, “Haldun Taner’in adını taşıyan bir ödül almak benim için onur verici. Kendisi büyük bir edebiyatçı, mizahçı ve tiyatrocuydu. Bu nedenle benim için bu ödülü almak çok sevinç verici ve büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Yola devam etme gücü sağladığım için de çok mutluyum” dedi.
Edebiyat dünyasının en prestijli ödüllerinden biri olan, Milliyet Gazetesi’nin 35’incisini düzenlediği Haldun Taner Öykü Ödülü’nü ‘Kötü Tabiat, İyi Doğa’ adlı kitabıyla kazanan Tuncer Erdem’e ödülü takdim edildi. Seçici kurul gerekçesini “Öyküde parça- bütün ilişkisini öne çıkararak kurduğu felsefi ve şiirsel anlatımı nedeniyle ‘Kötü Tabiat, İyi Doğa’ adlı kitabıyla Tuncer Erdem uygun görülmüştür” açıklamasında bulundu. Erdem’e ödülünü ise jüri başkanı Doğan Hızlan takdim etti.
Ödül Törenine Jüri Başkanı Doğan Hızlan, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir, jüri üyelerinden Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Metin Celâl, Filiz Aygündüz ve Milliyet Gazetesi yazı işleri ekibi katıldı.
HIZLAN: KİTAP, ÇİZGİ VE YAZININ BİR ARAYA GELMESİ GİBİ
Erdem’e ödülünü takdim eden Jüri Başkanı Doğan Hızlan, “Böyle bir jüride başkan olmak beni çok onurlandırıyor. Çünkü Haldun Taner’in hem iyi bir okuruyum hem de kendisiyle iyi bir dostluk yaşadık. Sık sık buluşur, öykülerden ve hayattan konuşurduk. Kendisi çok sevdiğim bir insandı. Mizahı ve tiyatroya getirdikleri Türkiye’de bir ilktir. Bu ilkler olduğu için her sene düzenlenen bu ödül töreni büyük önem taşıyor. Biz değerlerimizi unutmamalıyız ki bu değerlerin izinde yeni değerler ortaya çıkabilsin. O değerler daha çok okunsun, bilinsin ve genç kuşaklar tarafından yeniden yaratılabilsin. Her ödül benim için çok önemli. Haldun Taner anısına düzenlenen bu yarışmada, jüride görev almak ve gelen kitapları okuyarak, edebiyatın gittiği yönü öğrenmek benim için çok değerli. Ödülü kazanan kitap çok güzel, adeta çizgi ve yazının bir araya gelmesi gibi. Kitap bize, hayatın bazı kelimeleri ve kavramlarını düşündürüyor. Bu yönüyle de çok kıymetli” dedi.
ŞENDİR: ŞİİRE ÖYKÜNEN CÜMLELERLE BEZENMİŞ BİR KİTAP
Tören de konuşan Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir ise “Haldun Taner Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük isimlerden birisi ve biz adını yaşatabildiğimiz için çok mutluyuz. Milliyetin en önemli ödüllerinden bir tanesi bugün veriliyor. Bu kitap, insanın aç gözlülüğü üzerinden doğaya verdiği tahribatı müthiş öykülerle anlatıyor. İçinde müthiş resimler de var ki yazarını karikatürist olarak 15 yaşımdan beri tanıyorum. Bugün, Milliyet adına böyle bir isme ödül veriyor olmak gurur verici. Şiire öykünen cümlelerle bezenmiş bir kitap. Türkiye şiiri biraz unutmuştu; şiirin hatırlanması nedeniyle de bu kitabı çok önemsiyorum. Hem kitabı hem de ödülü önemsiyorum. Amacımız mümkün olduğunca okuma aşkımızı duyurmak ve artırabilmek. Bunu ne kadar çok başarabilirsek, gelecek nesiller için o kadar çok fayda sağlamış oluruz. Yoksa doğanın içinde giderek çölleşen insanlar olarak kalmaya devam edeceğiz. Ödülü kazanan kitap, kendi içinde kısa öykülerden oluştuğunu zannettiğiniz bir bütün. Üstelik yazarının çizgiyle olan çok barışık ilişkisinden dolayı da o bezemelerle birlikte ortaya tadına doyulmaz bir eser çıkmış. Akılda çok cümle bırakan nadir kitaplardan biri ama neyse ki Milliyet’in Haldun Taner Öykü Ödülü ile biraz daha duyurulmasını sağlayabileceğiz” diye konuştu.
ERDEM: KİTABIMDA ŞİİRSEL ÖYKÜLER VAR
Haldun Taner Öykü Ödülü’ne sahip olduğu için çok mutlu olduğunu belirten Tuncer Erdem de “Haldun Taner’in adını taşıyan bir ödül almak benim için onur verici. Kendisi büyük bir edebiyatçı, mizahçı ve tiyatrocuydu. Bu nedenle benim için bu ödülü almak çok sevinç verici ve büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Yola devam etme gücü sağladığım için de çok mutluyum. Haldun Taner benim de zaman zaman sorduğum bir soruyu sormuş; “Sanatçı ne için yaratır?” demiş. Cevap olarak ise “Yaratmak için yaratır ve elinden başka türlüsü gelmediği için yaratır” demiş. Ben de böyle düşünüyorum. Kitabım bir öykü kitabı olsa da başı ve sonu olan bir bütünden oluşuyor. Genel bir yapısı var. Bu yapıdaki çıkış noktam, insanın kötü tabiatı ile doğadaki saflık arasındaki zıtlıktan geliyor. Kitabımı ele alırken, Müsrif Oğul Meseli’ni temel aldım. Babasından mirasını isteyip evden ayrılan ve babasına isyan eden ama yıllar sonra, sefil bir duruma düşerek tekrar babasının yanına dönen bir oğlu ve babasının onun kabul etmesinin hikayesini anlatıyor. Ben bu yapıyı kitabımın çatısı yaptım. Kitabımda şiirsel öyküler var. İnsan ve tabiat arasındaki zıtlığı ve çatışmayı anlatıyor. Ayrıca kitapta, insanın doğadaki saflığı bozmasının, bir anlamda şiirsel hikayesi var” ifadelerini kullandı.