Her Müslümanın, önce itikadını düzeltmesi, yani Ehlisünnet alimlerinin bildirdikleri gibi, inanması lazımdır. Cehennemin ebedi azabından kurtulan, yalnız bunlar ve bunların izinde gidenlerdir. İmanın şartı altıdır: Bunlar; Allahü telaya, meleklerine, Peygamberlerine, kitaplarına, ahiret gününe, kadere, yani hayır ve şerrin Allahü teladan olduğuna inanmaktır.
İman; dinden olduğu, yani inanılması lazım olduğu bildirilen şeyleri, kalbin tasdik etmesi, kabul etmesi, inanması demektir. Kalbin inandığını, dil ile söylemek de lazımdır. Dinde inanılması lazım olan şeylerden, bir tanesine bile inanmamış veya şüphe etmiş ise veya beğenmemiş ise imanı gider. Kafir olur. Cehennemde ebedi kalır.
İmanı, itikadı düzelttikten sonra, fıkıh ahkamını, yani dinimizin emrettiği ve yasak ettiği işleri öğrenmek, muhakkak lazımdır. Farzları, vacipleri, helal ve haramları, şüphelileri, sünnet ve mekruhları... Lüzumu kadar öğrenmeli ve bu bilgiler ile hareket etmelidir. Fıkıh kitaplarını öğrenmek, her Müslümana lazımdır. Bunları bilmeden Müslümanlık olmaz. Rahata, saadete kavuşmak için, Müslümanım demek, Müslüman görünmek yetişmez. Müslümanlığı iyi öğrenmek, onu doğru anlamak ve yapmak ve ona uymak lazımdır.
Allahü telanın emirlerini yapmaya, O'nun beğendiği gibi yaşamaya çalışmalıdır. O'nun en çok beğendiği ve emrettiği şey, her gün beş vakit namaz kılmaktır. Namaz, dinin direğidir. Namaz kılmak için önce, sünnete yani, fıkıh kitaplarında yazılana tam uygun olarak, abdest almalıdır. Namaz, müminlerin miracıdır. Miraç gecesinde Peygamber "s.a.s" efendimize ihsan olunan nimetler, bu dünyada, O'nun ümmetine yalnız namazda tattırılmaktadır. Namazları vaktinde kılmak şarttır. Namazı kılmadan vakti çıkarsa, adam öldürmüş gibi büyük günah olur. Kaza etmekle, bu günah af olmaz. Yalnız borç ödenir. Bu günahı affettirmek için, tövbe etmek veya Haccı Mebrur yapmak lazımdır. Kaynak: İmam-ı Rabbani Hz. Mektubatı.