Yıllardır ülkemizin çeşitli bölge, il ve ilçelerinde Kitap Fuarı organizasyonu başta olmak üzere Hamsi Festivali, Yöresel Ürünler Fuarı, Genç Fest, Kamp Festivali gibi birçok etkinliği başlatan ilklerden olmaya devam ediyoruz. Memleketimizde neden bir Kitap Fuarı yapmayalım diye çok düşündük. Yalan yok ilk başta tereddütlerimiz vardı. Çünkü hangi kapıyı çaldıysak, aldığımız cevaplar şunlardı.
"Rize ve Kitap, hahaha!"
"Rize'de kimse kitap okumaz"
"Bizimkiler ancak lahana yemeyi bilir"
“Kimse gelmez, boşa uğraşmayın”
“Başka işiniz yok mu Rize’ye Kitap Fuarı yapacaksınız” v.s gibi cümleleri duydukça, bizde öğrencilere sormaya karar verdik. Aldığımız tepkiler dönemin bürokrasisinin tam tersineydi. Öğrencilerin söylediği, "Rize'de kitap satan bir iki kitapçı olduğu, onların da aşırı pahalı kitap sattığı yönündeydi."
Sonrasında ilginç bir detay daha öğrendik, internet üzerinden en çok kitap satın alınan yerin Rize oluşuydu. Bu da demek oluyordu ki Rize gençliği kitap okuyordu.
Bu veriler bizi daha da kamçıladı ve biz de olayı dönemin Valisi sn. Erdoğan Bektaş beyefendiye taşıdık ve durumu izah ettik. Olur muydu olmaz mıydı derken, bir deneyelim tutmazsa ikincisini yapmayız dedik.
Ama gelin görün ki öyle olmadı.
İnanır mısınız, yaptığımız onca kitap fuarları arasında Rize Kitap Fuarı ilklerden biri oldu, üç günde kitaplar tükendi, ardından tırlarla kitap takviyesi yapıldı. Ve hala Yayınevleri arasında Rize'de yaptığımız fuar konuşulur. Velhasıl kelam seneye 2. Rize Kitap Fuarını yapmak için kolları sıvadık. Bürokrasi değişikliği, gittiğimiz her yer kapı duvar. Yine aynı muhabbetler, yer bulma sıkıntısı nerede yapacağız derken, sanki birileri tarafından baltalanıyorduk. Biz de inat ettik, yapacağız bu işi diye… Ve dönemin İl Kültür Müdürü sn. Hüseyin Hocaoğlu Beyefendinin çaba ve gayreti ile hiç alakası olmayan Rize Muhtarlar Derneği bünyesinde Kültür Merkezi içerisinde bin bir zorlukla, kılı kırk yararak yaptık bu işi...
İnanır mısınız, o da büyük ilgi gördü.
Ondan sonraki yıllarda pandemi şu bu derken belirli bir zaman geçti. Sonrasında ise 3. Rize Kitap Fuarı için kolları sıvadık ve Rize İl Kültür Müdürlüğüne dosya gönderdik. Valiliğe yönlendirildik. Onlarda bu iş Belediyenin işi, organize edin biz de valilik olarak destek verelim dediler. Bizde Valiliğin desteğine sevinerek dosyamızı hazırladık ve defalarca Rize Belediye Kültür Müdürlüğüne sunduk, karşılığında bir netice alamadık. Sonraki yıl yine revize edip dosya verdik ve tamam denildi, lakin sonrasında her aradığımızda ve gittiğimizde, bugün git yarın gel, yok 23 Nisan'da yapalım, yok, Ramazan etkinliği içerisinde yapalım diyerek bizi oyalayan sn. Kemal Genç, bizim yanımızda personel aşağılamakla meşguldü. Her gittiğimizde "Dosyayı verdiniz" gelmediniz muhabbeti döndü. Sanki Rize İstanbul arası, Askoroz Çarşı... İşi yılan hikâyesine çevirdiler.
Hatırlatayım sn. Kemal Genç biz dosyayı verdik siz çağıracaksınız ve olur olmaz diyeceksiniz ya da düşünmüyoruz diyeceksiniz, ya da ne yapabiliriz, artısı eksisi tartışılır, bu kadar basit... Dalga geçer gibi makamda adam karşılamak senin haddine mi?
Canımı yakan şey de, beş yıldır Türkiye'nin her yerinde fuar yapıp da kendi memleketimiz de dışlanmış olmamızdı. Hem de hiç bir kar amacı gütmeden, memleketimize, Rize'mize bir katkımız olsun yeter ki Rize okusun diye, özellikle çocuklar gençler okusun diye, çünkü bizim elimizden gelen iş buydu. Kaldı ki ben bir müzisyen, şair ve yazar olarak Rize'yi temsil ediyorum. Siz bugün o koltuklarda varsınız, yarın yoksunuz.
Neyse, canımı yakan bir diğer olay da bu yıl İstanbul Rize İl Tanıtım Günlerine hasbel kader katılım sağladık. Bu işi orada dile getirdim. Öğrendiğim şey ise bu sene Kitap Fuarı yapacağız taşero ettik olduğuydu. Bizde merak ettik, acaba bu iş kime taşero edilmişti.
Haliyle öğrenmek istedik, lafı eveleyip gevelediler, bizde neticesinde bir isim öğrendik, bir hemşerimizmiş, tamam dedik bizde destek oluruz katılım sağlarız derken onunda bu işlerle alakası olmadığını öğrendik. İşin arkası başkaymış ve bana bu yazıyı yazdıran da bu oldu.
Şimdi, bize bütçe narası atanlar, az da olsa resmi bütçe çıkardığımızda bütçeyi başka işlerde kullanıp, iki pankart, iki balon asmayanlar ve bizi kendi halimize bırakanlar. Esnafla, papaz edenler. Sonrasında ağır bürokrasinin geleceğini duyup, koşa koşa gelenler, bu işin peşini bırakmayacağım bilesiniz.
Hadi bizi geçtim, bizden başka Rizeli iki firma daha varken bu işi dış kapının mandalına vermek size ne kadar yakışacak göreceğiz. Ya da bu işten kimin çıkarı var. Rize'de Önce Kitap mı?
Saygı, selam ve dua ile...