Benim bir hayat felsefem var. Yakın çevremdeki kişiler ne kadar mutlu olursa ben de o ölçüde mutlu olurum. O nedenle kendi mutluluğumu artırmak için yapabileceğim en etkili şeylerden biri diğer kişilerin mutlu olmasını sağlamaktır. Yıllarım hep bu şekilde geçti.
Uzatmadan konuya gelelim.
2007 Kasım’ında Ovit’e Tünel kampanyasını başlattım. Siyasete tam tamına beş senede ulaştım… Rize’deki yazar çizerlerle, basın yayın kuruluşlarıyla birlikte inanılmaz olanı başardık ve Ovit Tünelleri yapıldı.
O süreçte sadece bir kere mahkemeye verildim.
O tünellerin temellerinin atıldığı gün RA AİRPORT, yani Rize Artvin Hava Limanı diye bir kampanya başlattım.
Dudak bükenler, alay edenler, “ahan şurada hava limanı Metin Bey. Yarım saatlik yol. Şimdi bu nereden çıktı” diyen insanları ikna etmem Ovit kadar kolay olmadı. Karşımda zor bir kumpanya vardı. Asla ve asla Rize’ye bir hava limanını reva görmüyorlardı.
İşin kötüsü Rize’nin kalburüstü insanlarını ikna edemiyordum. Aylarca senelerce yani tam tamına beş yıl mücadele ettim.
Herkesin mutlu olduğu bir çevreyi yaratmak kolay iş değildi. Hava limanımızın yapılması halinde insanlarımızın gözlerinde belirecek ışığı tahmin ediyordum fakat kimseye derdimi anlatamıyordum.
Her zaman yaptığım gibi kendime öz saygımın bir gereği olarak büyük bir inat ve ısrarla yazılarıma devam ettim. 2014 yılında Kent Konseyi Başkanlığına getirildim. Daha bir özgüvenle ve resmiyetle bütün kurum ve kuruluşları ziyaret ettim, Hava limanının ilimize yapacağı katkıları anlattım durdum.
O arada bazı zırzoplar Rize’ye deniz uçağı götüreceğini ilan ettiler. Bazıları Trabzon’dan Rize’ye VİP servisler konulacağını yazdılar çizdiler. Onlara kötü sözler söylemedim ve o sureci atlattım. Yani mahkemelere düşmedim.
O yıllarda Rize kamuoyu hazırdı fakat siyaset hala sesimizi duymamıştı. Hazırladığımız çalışmaları bir dosya halinde üst makamlara taşımak çok zamanımızı aldı. Ankara’da o işi de başarınca dosyamız Recep Tayyip ERDOĞAN’a iletildi. Yapılsın talimatı ile ulaştırma bakanlığına gönderildi. Yeminle söylüyorum Eğer Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı asla ve asla Rize’ye ne Ovit tünelleri, ne de hava limanı yapılırdı. Feryatlarımızı duydu ve dünyada üçüncü olarak denizde bir hava limanını Rize’ye kazandırdı. Şiir gibi, rüya gibi bir hava limanımız var ve gelecek yıllarda Rize Turizmini zirve yaptıracağına inanıyorum.
Bu işi de yine halkımızın inancı ile bütünleşen kalemimle, azmimle, inancımla, yerelde görsel ve yazılı basınla birlikte başarmıştık.
Rize’ye hava limanının yaratacağı ivme ile dev bir hastane fikri kafama takıldı. Dışarda yaşayan bir milyondan fazla Rizelinin de buna ihtiyacı vardı.
Şehir hastanesi için başladım yazmaya. Öyle bir güruhla karşılaştım ki anlatamam! Ben 250 bin metre kare alanda dev bir hastane düşlerken, adamlar 27 bin metre kare alanda hastane yapmaya kalktılar! Yüce yaradan o pislikleri temizledi önümden! Şimdi hastanemizin yapılması için gün sayıyoruz. Kırık çıkıklar mahkemeye verdiler! Benden aldıkları paralarla Rize’de döner ekmek dağıttılar! Sayamadığım, burada yazamayacağım şeyler geçti gitti karanlık dünyalarına! Günahlarıma kefaret oldu o davranışları!
Bu kısa hikayeler, çevresinde mutlu insanlar görmek isteyen bu zavallının başından geçenlerdir.
Bir işin yapılmasında toplum yararı görüyorsanız fikrinizde ısrar edeceksiniz.
Kıçı kırık insanlarla zaman kaybetmeyeceksiniz! Onları rabbim bildiği gibi yapar, ben biliyorum.
Hayat felsefem olan çevresi ile birlikte mutlu olmanın güzelliğini yaşıyorum. Hastanemizin temeli atılınca zannedersem bir daha böylesine büyük işlerle kalbimi yormayacağım.
Ve tek başına bir dünya olmaya bir daha and içmeyeceğim…
Selam ve dua ile…