Kendi dünyamızda kendi kıyametimizi kendimiz çıkarıyoruz.
Sonra da çıkıp sorumlu arıyoruz.
Hiç bir şeyi yerinde ve zamanında yapmıyoruz. Ne eğlenmeyi biliyoruz, ne gezmeyi, ne sevmeyi, ne yemeyi içmeyi lakin iş lafa gelince ebeliğini çok iyi yapıyoruz. Bilgiyle değil ilgiyle mutlu oluyoruz. Herkesin elinde telefon, dudak büzüp, göbek atıp, sutyenle, donla poz verip sosyal medyada paylaşım yapmayı maharet sayıyoruz.
Saygı yok, sevgi yok, arkadaşlık yok, komşuluk yok, akrabalık bağları kopmuş, inançlar cenaze ve hastalıkta akla geliyor, örf adetten uzak bir ahir zamanın gölgesinde esir gibi yaşadığımızın farkında değiliz. Haliyle bu da Z kuşağı diye adlandırdığımız genç ve çocuklarımıza yansıyor.
Dünyanın en büyük video barındıran şirketlerinden biri olan You Tube'un 2014'ten bu yana CEO'luğunu yürüten Susan Vojcicki katıldığı bir televizyon programında çocuklarına You Tube izlemesini yasakladığını açıkladı.
İtiraf niteliğinde yapılan bu açıklama gösteriyor ki, sosyal medya ve dijital yayınlarda iyi yapılan yayınların, yazı ve görsellerin arasına sıkıştırılan toplumun örf ve adetlerini bozan reklam, dizi, film gibi yayınlar gençleri ve çocukları zehirlemeye yönelik bilinçli yapılan şeylerdir.
Özellikle Netfilix gibi dijital yayın yapan uluslararası platformlar, Türkiye aleyhinde yaptıkları yayınlarda, eşcinsellik, sapkınlık, ikon, star, fenomen yakıştırması adı altında çekilen dizi filmler milli ve manevi değerlerimizi ayaklar altına alıyor. Son zamanlarda eşcinsellik temalı yayınlar öylesine çirkin ve ileri boyuta taşınmış ki, sapkın ilişkiler ekrana getirilirken gençleri ve çocukları bunlara alet etmekten çekinmiyorlar bile...
Bilinçli, inançlı, donanımlı, okuyan, zeki bir toplum olabilmek için galiba bayağı bir zamana ihtiyacımız var.
Kıyamet kopmadan... Hadi hayırlısı...