Ruhu kaybolmuş bir çağdayız. Herşey önümüzde hazır, hani derler ya yediğin önünde yemediğin ardında diye... Olmasaydı da durum değişmezdi. Varlık ile yokluk arasına sıkıştırılmış bir düzen vicdanları alıkoymuş bir kenara... Şikâyet olmayınca halinden memnunlar çok. Ne çok çabuk unutuyoruz yaşadıklarımızı, aldığımız ders bir haftayı geçmiyor. Bir kulağımızdan girip öbüründen çıkıyor. Demek ki gözü doymayınca insanın kendini mutlu zannettiği hayale bırakıyormuş...
Yani boş beleş yaşıyoruz hayatı, kira vermeden, bedel ödemeden... Doğru konuşmayı beceremiyoruz hep daha fazlasını elde edebilmek için kendi çıkarlarımıza göre şekil veriyoruz hayatımıza... Bir an önce vazgeçmeliyiz bu hırsımızdan…
Hiç vakit kaybetmeden elinizdeki telefon ile sevdiklerinizi arayın mesaj atın, dışarı çıkın, yürüyüş yapın, temiz hava alın, kitap okuyun. Mümkünse sosyal medyadan kendinizi izole edin.
Hala din elden gidiyor, dinsiz Atatürk gibi ahmak savsatalarla gündemi oyalayan batının değirmenine su taşımaya devam ediyoruz. Sosyal medyayı işimiz için değil, ona buna laf yetiştirmek ve kendinizi afili göstermek için kullanıyoruz. En büyük kargaşa bilgi kirliliğidir. Kendinizi kimsenin siyasi çıkarlarına alet etmeyin.
Unutmayın! “Oyunlar, tuzaklar büyük devletlere kurulur.”
Dinini ve tarihini bilmeyen milletlere neler yapıldığını görüyoruz. Tamamı altın kaplamadan yapılmış tahtta oturan sömürgecilerin Papa’sı Afrikadaki çocuklar için dua edecekmiş lakin bu saçmalığa kimsenin sesi çıkmıyor. Söz konusu İslam olunca ortalık ayağa kalkıyor. Geçmişten günümüze dünyanın en güçlü devletlerini kuran Türkler olmuştur, yıkan da yine içimizdekiler olmuştur. Bu psikolojik savaş ve kargaşa tuzağına düşmeyin! Bizim diğerleri gibi gidecek ve sığınacak başka ülkemiz yok.
Önce kendimize ve ailemize sahip çıkacağız, bunu başarırsak göreceksiniz ki bir biri yaralarını saran ve canını veren büyük bir devlete ve millete sahibiz. Bizim ayrımız gayrımız yok, bizler Anadolunun neferleriyiz, bizler medeniyetlerin gönül elçisiyiz, bizler inanışların temel direğiyiz, bizler bir ağacın köküyüz, her fırsatta köklerimizden birini kesmeye çalışanlara fırsat vermediğimiz sürece yeşermemiz ve büyümemiz daha erken olacaktır.
Saygım ile…