Küçük Bir Mola, Büyük Bir İsyan "Denizler çöp yuvası, deniz ölüyor." diye bağıranların sesini neden duymuyorsunuz? "Rize Limanı eski Haliç'e döndü, bu sudan çıkan balık yenmez." diye haber kanallarını aradığımda tek bir kişi ilgilendi. "Balıkçılar balık değil çöp topluyor." diye feryat ettim. "Deniz ölüyor." dedim.
Daha dün birçok balıkçı ağı çöp, bira şişesi, su şişesi, ameliyat eldiveni ve maske doluydu. Bu tabloyu izlerken içim acıdı, öfkelendim, isyan ettim. Tabi ki isyanım yine kendimeydi. Kimsecikler duymadı. Zaten duymak istemeyenlerin kulak zarına da haykırsanız nafile.
Recep Tayiip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Mikroplastik Araştırma Grubu 2013 yılından beri Karadeniz'de plastikler ve etkilerini araştırıyor. RTEÜ Su ürünleri fakültesi Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ülgen Aytan "Karadeniz'de 12, Marmara Denizi'nde 7 balık türünde yaptıkları araştırmada, mikroskobik boyuta inen plastiklerin deniz canlıları tarafından besin zannedilerek tüketildiğini ve bunun hem deniz yaşamı ve insan sağlığı için büyük risk oluşturduğunu söyledi."
Gel de isyan etme. Evet, ben işime duygularımı katıyorum. Çünkü denizi öyle görünce içim acıyor. Kim görmüş, kim duymuş, kim araştırmış, kim haber yapmış... Umurumda değil. Ben bu cinayetin en samimi gördü tanığı. İfadem okunuyor kürsüde; duyan çok, anlayan sanki yok:
Denizden maske çıkıyor, deniz korona değil.
Ameliyat eldiveni çıkıyor, operatör balıklar hangi mercan üniversitesinden mezun?
Bira şişesi çıkıyor, şairin "rakı şişesinde balık olsam" dizelerini okuyan balıkların olduğunu da sanmıyorum.
Su şişeleri, plastik poşetler... Hangi markete gidiyor bu balıklar, hangi ihtiyaçları için?
Deniz, masmavi. Deniz, Rize'nin geçim kaynağı; benim huzur bulduğum yer. Denizi martıların umudu, balıkların yuvası. Kimsenin çöp kutusu değil o.
Ve bazen balıkçılara soruyorum, bu çöpler konusunda bir şey söylemek ister misiniz? Susuyorlar. "Kime diyeceğim derdimi ki ?" der gibi.
Oysa deniz bizim soframız, aşımız, aşkımız... İnsan sevdiğine zarar verir mi?
Deniz kendini temizlermiş, duy da inanma. O uçsuz bucaksız mavi de bir gün küser ve gider. Ardından bakarsın çorak gözlerle. Belki ağıtlarla...
Bu cinayete sessiz mi kalacağız? Söz ve yetki sende insanoğlu
Denizden özür dile, denizi küstürme, denizi öldürme.