Duyduğun sese, gördüğün göze el verememek… Çok ağır, tarifsiz bir acı…
Kendini unutuyor insan bazen, kim olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini.
Kimi zaman para, kimi zaman teknoloji, kimi zaman ideoloji, siyaset, inanç farklılığı, futbol, makam mevki yüzünden, kapılıp girdabına hayatın kaybediyor kendini, kayboluyor. Unutuyor insan olduğunu, unutuyoruz. Duygularımızı ya en derinden yaşıyor ya da üzerlerini örttükçe örtüyoruz.
Birbirine düşen, düşürülen canlılar olup çıkıyoruz.
Hani Türk -Kürt kavgası vardı bu ülkede? Hani Alevi -Sünni? Hani partizanlık, hani holiganlık?
Maraş depreminde gördünüz mü yurdun dört bir yanından uzanan elleri? Genci, yaşlısı, kadını, erkeği ile bir olmadık mı? İçimiz yanmadı mı Maraş, Antep, Malatya için? Yüreğimiz çarpmadı mı Mardin, Diyarbakır, Adana için? Sesi olmak için çırpınmadık mı Adıyaman, Hatay, Osmaniye, Kilis'in?
Neymiş efendim, demek ki bu ülke Çanakkale'de nasıl bir olduysa, Kurtuluş ' ta nasıl tek yürek olduysa bölünmez, bölünemez.
Bu millet yürekten bağlıdır birbirine. Zor günlerde hep el ele verip aşmıştır engelleri, aşmaya da devam edecektir. Varsın birileri ayrım yapmaya çabalasın, varsın birileri içimize nifak tohumları ekmeye çalışsın. Biz biriz ve hepimizi iyi biliriz. Özümüze dönünce bütün engelleri de aşar, bütün yaralarımızı da sararız.
Üşüyor Türkiyem.
İki taşın arasına sıkışmış canlar varken sıcak evimde uyumaya utanıyorum !!!
Rabbim sen yardım et !!! Acıları mıh gibi oturuyor yüreğime, beynimi oyuyor, endişeli bekleyişler, şaşkın bakışlar, hele de çocuklar...
Ölüm toprağa düşmüş, buz kesmiş ve yıkılan binaların altında yaşamaya çalışıyor. Rabbim günü bitmeyeni geri yolluyor en mucizevi şekilde taşların altından. Sesimi duyan var mı? Dua dua dua, biz biriz Türkiye tek yürek.