Gazeteci doğrudan yana taraftır. Ben de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dan yana tarafım. Ne diyor Cemil Meriç ""Taraf tutmayan insan, şahsiyeti felce uğramış insandır. Ben tarafım, hakikatin tarafıyım."
Ne demişti...
"Hazırladığınız bir kurt sofrası var. O kurt sofrasında bizleri yemek istiyorsunuz ama kusura bakmayın, biz size büyük geliriz. Bizi yiyemezsiniz."
Öyle de olmadı mı?
Partiyi kapatma davası...
367 krizi...
Gezi darbesi...
17/25 Aralık kumpası...
MİT kumpası...
Çukur eylemleri...
15 Temmuz...
Ekonomik saldırılar...
Şimdi de;
Boğaziçi provokasyonu...
Ne oldu?
Sezai Karakoç'un o muhteşem şiirindeki "Ne yapsalar boş. Göklerden gelen bir karar vardır!" mısralarını okurken, birileri "Hangi karar" diye dalga geçmiyor muydu?
Hala anlayamadılar bütün oyunlara karşı nasıl ayakta durdu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan..
İşte o kararla uzun ince yolda yürüyor .
Onu, bu güzel millete, bu güzel vatana hizmetten hiçbir güç alıkoyamıyor!..
Dolar dediler, olmadı!..
Fitne yaptılar tutmadı!..
Sokak dediler, dolmadı!..
Deva dediler, olmadı!..
Gelecek dediler, gelmedi!..
Daha dün Fransız L'Opinion gazetesi yazarı Jean-Dominique Merchet'in "Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın masaya koyabileceği güçlü ve aktif bir ordusu var" sözlerini duymadılar hala!..
Ya Fransızların dünyaca ünlü gazetesi LE MONDE'nin dünyaca ünlü tarihçi yazarı Olivier Bouquet'in şu sözlerini anlamadılar hala;
"Erdoğan, Libya politikasını ve gaz iddialarını savunmak için Mustafa Kemal'in 1918'den sonra Türkiye'yi bölmeye çalışan Batılı güçlere karşı mücadelesini sürdürüyor"
Bugün bütün dünyanın gizli gizli hayranlık duyduğu bir dünya lideri gerçeği ortada iken bizim muhalefetin " Ülkenin herkesle sorun var" sözlerine ne demeli!..
Eyvallah?
Doğru diyorlar!..
Tabiki...
Emir kulu, pısırık, güçsüz, el açan, hakkını hukukunu koruyamayan bir Türkiye yerine, her alanda başı dik bağımsız duruş sergileyen güçlü bir Türkiye tabii ki rahatsızlık verecek...
Tabiki...
Büyüyen, gelişen Türkiye'ye karşı dostça değil korkudan tabiki düşmanca tavır takınacaklar!..
Tabiki...
"Muhtaç olsun" diye Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı her türlü ekonomik kumpası kurarak düşmanlık yapacaklar!
Tabiki...
Sağlıktan, Savunma Sanayiine, Teknolojiden Ulaşıma kadar hayranlık duyulan projelere imza atan Türkiye'nin tabiki dostu olmayacaklar!
Tabiki...
Karadeniz'de doğalgaz keşfeden, Akdeniz'de bütün oyunları bozan, KKTC'de kapalı Maraşı açan, Ayasofya'yı ibadete açan Türkiye'nin tabi ki düşmanı olacaklar..
Çünkü;
40 yıllık terör belasına tarihin en büyük darbesini vuran Türkiye tabiki onları sevindirmeyecek..
Çünkü;
İHA' larla...
SİHA'larla...
Tanklarla...
Gemilerle...
Silahlarla...
Milli Savunma Sanayi onları korkutacak!..
Tabiki...
Yerli Otomobilden rahatsız olacaklar!..
Evet haklılar!..
"BOP Eş Başkanı" dediler, BOP'u çökertti...
"PKK ile masaya oturdu" dediler, PKK'yı bitirdi...
"DEAŞ'a silah gönderdi" dediler. DEAŞ'ı yok etti...
"ESED ile masaya otur" dediler, operasyonlarla ESED'in aklını aldı...
"Aman Avrupa ve Amerika ile iyi geçin" dediler. Hepsi ile Türkiye'nin bağımsızlık kavgasına girip kazandı..
"IMF ile ilişkini bitirme" dediler, borçları sıfırlayıp IMF' ye kapıyı kapattı...
Şimdi soralım..
Böyle bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı hangi ülkeyi rahatsız etmez, hangi ülkeyi kıskandırmaz, hangi ülkeye açıktan veya gizli düşmanlık yaptırmaz!..
Ne yazık ki Türkiye'deki muhalefette buna dahil!.
Hepsini gördük işte...
Hepsini üst üste koyun bir Tayyip Erdoğan etmiyor işte!..
Sağa dönüyorlar olmuyor, sola dönüyor olmuyor, ABD'ye yaslanıyorlar olmuyor, AB'nin safına giriyor olmuyor, Milleti tahrik ediyorlar olmuyor, aralarındaki turlar bitmek bilmiyor!..
Her biri şaşkın ördek misali!..
Bir tarafta,
Dünya ekonomilerini perişan eden Korona Virüs salgını üzerinden sadece Türkiye'de ekonomik sorun varmış gibi fırsat avcılığına soyunan, eski Türkiye hayali peşinde koşanların ittifakı!.. (sözde sistem değişimi gerçekte ise biri Cumhurbaşkanı diğeri Başbakan olma, yani koltuk paylaşımı hesabı yapanlar)
Diğer tarafta;
Bağımsız...
Güçlü...
Yenilikçi...
Müreffeh ve adil Türkiye ideali için, vesayetçilere, darbecilere, muhtıracılara, sahtecilere, maskelilere, kriptolara, kolpacılara, korkaklara ve idare-i maslahatçılara karşı mücadele eden bir Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider gerçeği ve ona kayıtsız şartsız destek veren Devlet Bahçeli var...
Dünya görüyor ki;
Onunla Türk Milletinin geleceğin Türkiye'si için daha gidecek çok yolu, yapacak çok işi var!..
Onun için hazım sorunu yaşıyorlar!..
Bir an önce ondan kurtulmak istiyorlar..
İşte onun için tarafım!..
Cemil Meriç ne güzel söylemiş;
"Taraf tutmayan insan, şahsiyeti felce uğramış insandır. Ben tarafım, hakikatin tarafıyım."
Yanında olduğunu söyleyen bütün dava arkadaşlarınında " Biz liderimizin yüküne ne kadar hakkı ile omuz veriyoruz" diye kendilerini yeniden test etmelerini tavsiye ederiz!..
Eğer bugün yanınızda olduğu zaman değerini bilemezseniz, değerini bildiğiniz gün onu yanınızda bulamayabilirsiniz!..
Bir daha Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lidere bir daha sahip olamayacağınızı iyi bilin!
Allah uzun ömürler versin...