Türkler mazlum milletlere kol kanat geren bir millet. Hemfikiriz. Çünkü genetik kodlarına yüce yaradan tarafından işlenen bir meziyet veren el olması! Aksini söylediğiniz zaman tarihte bu milletin davranışlarının hepsini çöpe atmanız gerekir. O kadar yardım sever ve mazlumun yanında olan bir millet ki her durumda mutlaka bu hasletini muhafaza ediyor.

Hatta ekmeği karneye bağladığı zamanlarda, insanına ekmeği karne ile verdiği zamanlarda, ne var ne yok devlete bir zorunluluk olarak alındığı el konulduğu zamanlarda aç ve sefil perişan olan milletlere yardım eden bir millet.

İkinci dünya savaşı sırasında yüzbinlerce insanı açlıktan kırılan Yunanistan'a tam 60 bin ton yardım gönderen yüce bir milletiz. İnönü hükümeti o kararı alırken ülkesinde milletinin yokluktan kıvrandığını bilmiyor muydu? Aç ve sefil durumda milyonlarca insanı olduğunu bilmiyor muydu? Verecek hiçbir şeyi olmayan halkından topladığı yardımları Yunan halkına neden verdi?

Bu soruların cevabını devletin amaç ve gelecek planlarını bilmeden, Türk milletinin hasletlerini bilmeden cevaplayamayız.

Mesela son zamanlarda çözüm sürecinde devletin istihbarat birimlerinin terör örgütü ile görüşmesi kanı durdurmak için yaptığı girişimleri ihanet olarak açıklayamayız. Çok ağır ve affedilmez bir hata olur. Ülkeye huzuru sağlamak, akan kanı durdurmak için yapılan girişimlerde izlenilen yolda yanlışlar yapılması elbette eleştirilecektir ama mutlaka bir denemenin yapıldığını da gözden uzak tutmamamız gerekir.

Ardından gelinen durumda açıkça ve resmen devletimize savaş açmış PYD terör örgütüne destek veren HDP ile zimmi bir anlaşma ile siyasi amaçlar için bir ve beraber hareket eden partimizi eleştirebiliriz ama arka planını tam bilmediğimiz için hain diyemeyiz, alçaklık diyemeyiz. Eğer hiçbir gerekçe göstermeden ve görev üstlenilmeden sırf siyasi kazanç için HDP ile birlik ediliyorsa elbette bu affedilemez bir durumdur. Bunu halk olarak bilemeyiz. Devletlerin uzun vadeli planları çerçevesinde taktik girişimler olarak kalması en büyük dileğimiz olmalı.

Dünyada KORONA virüs salgını nedeniyle büyük bir çaresizlikle insanlık karşı karşıya. Süper güçlerin yerlere süründüğü bu afat karşısında insanlık çıkış yolları aramaktadır. Çeşitli etmenler alınan karaları etkilemekte en gelişmiş ülkeler bile taktik hatalar yapmış durumdadır. Süper güçlerin çöken sağlık sitemleri yeni ve değişen bir dünyanın habercisidir. Ülkemiz aldığı tedbirlerle bu pandemide görünen o ki başarılı bir dönem yaşamaktadır. Dahil olduğumuz batı sisteminde bütün rakamlar Türkiye'nin başarısını göstermektedir. Bu Allah'ın bir Lütfü de olabilir, yönetenlerin başarısı da olabilir.

Düşünün 80 den fazla ülke yarım istiyor, 55 ülkeye yardım eden bir ülkesiniz. Bunu küçümsemek sadece yüreğimize zarar verir. Milletimizin üzerine yüklenen tarihi misyonuna aykırı düşer. Bunu siyasete yormak, bu afat karşısında milletinin siyasi amaçla başarısız olmasını istemek izah edilir bir durum değildir. Siyasetin kor kuyularında boğulmaktan başka hiçbir şeye yaramaz.

Her ölüm her çeşit ölüm bir büyük kayıptır ve insan olanı üzmesi lazım. Eğer üzmüyor, afetten yarar sağlamayı, siyasi kazanç sağlamayı istiyorsak insanı problemimiz vardır. Farkında olmadan insanlıktan çıkmış oluruz.

Her zaman her durumda siyaset yapılmamalı, yapılmaz.

Cumhurbaşkanımızın böyle bir dönemde, başarılı olduğumuz bir dönemde siyasi eleştiri yapmasını asla ve asla şık bulmadım. CHP ve rakiplerini eleştirmesinin zamanı zemini değildi. Çünkü başarımızı milletçe sevinçle karşılayacağımız bir dönemde "daha iyisi nasıl yapılabilir, nasıl kenetlenebiliriz" sorularına odaklanması gerekirdi.

Eğer ölümler fazla olursa Recep Tayyip ERDOĞAN zarar görür mantığı ile hareket eden sadist ruhlular ne kadar hatalı ise bu zamanda muhalefete yüklenmekle Cumhurbaşkanı da o kadar hatalıdır.

İtici, ötekileştiren, mantıksız eleştiri bombardımanları arasında Yüce yaradanın milletimize fırsatlar bahş etmesi birlikte yaratacağımız sinerjiye bağlıdır.

Bu zaman siyaset yapma zamanı değildir. Bu zaman o zaman değildir.Bir ve beraber olalım. Haklı eleştirilerimizi dozunda yapalım. Hoş görülü ve sabırlı olalım.

Sevgi ve saygılarımla