Çok uzun yıllardır yazın hayatında çok çeşitli konularda köşe yazıları ile fikirlerimi paylaşıyorum.

Türkiye'de çay Rize'dir, Rize Çaydır.

Çayı Rize'nin topraklarından söküp atın geriye miyop gözlerin bile okuyacağı koca bir sıfır Rize kalır.

Çünkü Rize bölgesinde yetişmesi mümkün hiçbir ürünün marjinal faydası çaya yaklaşamaz.

Bu kanun gibi sözü bir yere not edin.

Eğer yanlışsam mezara kadar peşime düşün.

Yani Rize'de başka hiç bir ürün çayın yerine geçemez.

Bir vilayetin kaderini bu kadar derinden etkileyen başka bir vilayette başka hiçbir ürün yoktur.

O nedenle çay varsa Rize vardır.

Yüce Yaradan'ın Doğu Karadeniz'in bir bölümüne Rize'nin tamamına nasip ettiği bu nimet üzerine yazı yazarken her zaman ellerim titremiştir.

Ne yazarsan yaz, nasıl izah edersen et, geçmişte ömrünü gurbetlerde para kazanmak için geçiren Rizeli kendisine hiçbir şey vermeyen bu toprakları terk etmemiş, imanla aşkla sahip çıkmış ve tarihten günümüze sefasını sürmeden Rize'de kalmaya devam etmiştir.

Kısmen yaptığım edebiyat bu cümlelerinden sonra şunu sormak gerekir. Maksadım nedir?

Konum bundan sonra ağırlıkla çay olacaktır.

Hayatım boyunca çay konusuna çok az değinmemin sebebi yapılacak bir hata nedeniyle bölgenin kaderi değişir, Rize terk edilmiş bir vilayet olur.

Allah korusun!

Bu nedenle çay konusuna çok az değinmişim.

Halen esasa gelemedim. Edebiyat yapılan cümlelerden kurtulamadım. Oysa maksadım bir an önce konuya girmek ve Çay üzerine uzun soluklu yazı dizime başlamaktır.

"ÇAYMER'İ ZİYARET ETTİM" başlıklı yazımda çarpıcı iki cümle kurdum. Onları açıkladıktan sonra konuma döneceğim.

Alanında Çaykur'un "Atatürk Çay ve Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü"nden sonra bir ilk... Mukayese imkanım olmadığı için tek diyemedim. Eksikleri var.

Şu cümlelerimi biraz açmak gerekiyor.

O yazıda:

1- "ÇAYKUR'un görev zararı Devlet tarafından karşılanırken, siyasi rant uğruna Özel Sektör adeta boğazlanmıştır.

2-Özel sektörün suçu yok mu? Dağ gibi... Saymakla bitmez. Boş raflarla dükkan açıldığı nerde görülmüştür?

Birinci maddeyi açayım ve ne demek istediğimi belirteyim.

ÇAYKUR eliyle bütün sisteme yapılan yanlışların tarihi bugüne has değildir.

Kapatılan Çay Alım Yerlerinin siyasi il başkanı tarafından bir kalemde sorgulamadan açılma yanlışı, çaydaki yarayı derinleştirmiş, günümüze kadar siyaset bütün rantını benzer yöntemlerle çay üzerine bina etmiştir.

Aslında bir paradoksla karşı karşıyayız. Rize'de, Rize'ye has çay konusunda her söylenenin mutlaka çarpıcı bir başka karşılığı vardır ve ikisi de doğrudur.

Siyah ve beyaz belli değildir, sürekli yer değiştirir.

Bu manada ÇAYKUR'un görev zararı üzerine kitaplar yazılacak kadar çok haklı gerekçeler vardır. Siyasetin bu konuda tamamen yanlışın içinde olduğunu iddia etmek yanlıştır, dahası büyük hatadır.

Paradoks budur işte.

Siyaset çay konusunda ağır, affedilemez hata yapmıştır, zaman zaman gerekeni yapmıştır. Dua almıştır, Rizeliden, gerçek çay üreticilerinden.

Bu konu çok uzun süre devam edeceği için burada yazımı keseyim.

Hemen hemen bütün tarafların ilgisini çekecek bilgileri içeren yazılarıma devam edeceğim sözünü vereyim.

Hepinize güzellikler dilerim.