21 gün önce geçirdiğim kalp krizi nedeniyle ayrı düştüğüm değerli okurlarımla buluşma fırsatını veren rabbime şükürler olsun.

Ülkemin meselelerine hasta yatağında bile bigane kalmadım, gün gün takip ettim ve görüşlerimi dile getirmek için fırsat kolladım.

Bugün çok iyiyim ve hemen klavyemin başına geçtim.

Antalya Diplomasi Forumu (ADF) Davos'un pabucunu dama attı bana göre.

Liderlerin, siyasetçilerin, önde gelen akademisyenlerin, düşünürlerin, kanaat önderlerinin, diplomatların ve iş insanlarının buluşmasının sağlandığı bu önemli olay Türkiye'nin yıldızını parlattı adeta.
'Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak' temasıyla ikincisi düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu'na (ADF); 20 devlet ve hükümet başkanı, 70'ten fazla bakan, 50'ye yakın uluslararası örgüt temsilcisi olmak üzere toplamda 2 bin 500 kişi katıldı, ADF'yi, 200'ü yurt dışından 585 gazeteci takip etti.

Bunun dışında İsrail Cumhurbaşkanı, Almanya başbakanı, Yunanistan Başbakanı, şimdi Polonya Cumhurbaşkanı Ankara'ya geliyor. Bu ziyaretlerin hepsinde görüşme istekleri karşı taraflardan geldi.

Türkiye savaş halinde olan iki ülkenin dışişleri bakanlarını buluşturdu. Türkiye bu akşam Dışişleri bakanını Rusya'ya, ardından Ukrayna'ya gönderiyor.


Velhasıl diploması jeopolitiğinin kalbi Türkiye.


Eğer Mısır ve İsrail'in doğal gazı Türkiye üzerinden( Başka çare de yok) Avrupa'ya ulaştırılırsa Enerji jeopolitiğinde anahtar ülke Türkiye olacak.


Düne kadar Türkiye'ye burun kıvıran Batılı dostlarımız sıraya girdi, Türkiye'nin önemine atıfta bulunma yarışına girdiler. Fransa ortada yok, İngiltere yok, Almanya yok!
Savunma ihtiyaçlarımıza ambargolar koyan batı, Türkiye'nin önlenemez yükselişine gıpta eden batı iki yüzlüdür! Zamana ve zemine göre hareket etmede hiçbir sakınca görmezler. Güç ellerinde ya! İstedikleri gibi çalıp oynamaya alışmışlardır.


Fakat ne zaman ki yumurta kapıya dayandı Türkiye gerçeğini gördüler.
Türkiye Kırım'ın işgaline karşı çıktı. O gün ülkelerin toprak bütünlüğüne Türkiye gibi sahip çıksalar bugün Rus tehlikesini yaşamayacaklardı.


Rusya Suriye'de, Libya'da, Kırım'da boy gösterdiğinde yerine oturtulsa bugün yaşanan insanı dram ortaya çıkmayacaktı. Milyonlarca insan 21.nci yüzyılda yollara düşmüş ülkelerinden kaçıyor. Belirsiz bir geleceğe sürükleniyor adeta.


Gelişmiş batı başka hesaplarla bu krizi yarattı. Dünyanın en büyük toprak parçasına sahip Rusya için ne planlandı bilemiyoruz fakat kan ve gözyaşı denizinde yüzbinlerce insanın boğulacağını görebiliyoruz.
Batı hiçbir koşulda insanı davranmadı. Sömürge mantığı hala devam ediyor.
İnsanlara değer verme diye bir ülküleri yok. Demokratik değerler, insan hakları onların eteklerine dolandığında hatırlanır.


Atalarımız bize zor bir coğrafyayı miras bıraktı.
Bunun değerini de, zorluklarını da çok iyi bilmeliyiz.
Daha çok akın akın gelmeler kapımız çalmalar devam edecek.
Türkiye mazisi ile jeopolitik konumuyla öne çıkmaya, ilgi odağı olmaya devam edecektir.


Selam ve dua ile