Bütün gazeteler, radyolar televizyonlar aynı haberle doluydu. Gazetelerin manşet ve sürmanşetlerinde aynı konu haber yapılmıştı. O kadar ki, birinci sayfalarında başkaca hiçbir haber yoktu.
Televizyonlar yayınlarını keserek "çok önemli gelişmeler, Doğru Karadeniz'de neler oluyor" diyerek sık sık canlı yayına bağlanıp bilgi almaya çalışıyorlardı. Samsun'dan Ordu'dan Giresun'dan, Trabzon, Rize ve Artvin'den muhabirlerine bağlanarak büyük heyecan dalgasının sebebini öğrenmeye çalışıyorlardı.
Bir önceki gün Doğru Karadeniz'de bardaktan boşanırcasına yağan şiddetli yağmurlar can kayıplarına sebep olmuş, seller ve azgın sular insanları alıp götürmüştü. Eşi benzeri görülmemiş yağmurlar büyük kayıplar yaşatmıştı.
Fırtınaya fazla kulak kabartmayan insanlar ne olup bittiğini öğrenmek için gazete satan büfelere akın etmiş, insanlar çoluk çocuk televizyonlarının başında heyecanla olup bitenleri öğrenmeye çalışıyorlardı.
Alt yazılarda arada bir çıkan " Askerimiz Suriye'nin doğusunda PKK PYD hedeflerini hallaç pamuğu gibi attı, hızlı bir şekilde Güney Sınırlarımızın tamamının ötesine yıldırım hızıyla girdi" haberi ikircikli bir durum yaratsa da çoğunluk " vatana canımız feda, askerimizin ayağı taşa değmez inşallah" diyerek Doğu Karadeniz'deki bu heyecanın sebebini öğrenmeye çalışıyorlardı.
Ülkemizin en çok izlenen kanallarından biri "Çok önemli açıklama, biraz sonra" deyince, uçaklar bütün pistleri pas geçti, yükseğe daha yükseğe tırmanmaya başladı. Gemiler limanlardan demir aldı, Trenler sirenlerini alabildiğine çalmaya başladı.
"Sayın seyirciler, hükümet sözcüsü önemli bir açıklama yapacak, şimdi o noktaya bağlanıyoruz " dedikten sonra Ankara muhabirine bağlandı.
"Az önce sonra eren bakanlar kurulunda alınan çok önemli bir kararı açıklamak için karşınızdayım. Aylardır yaptığımız inceleme araştırmalardan sonra Hükümetimiz Doğu Karadeniz'in tümüne hizmet verecek hızlı tren hattının bir an önce hayata geçilmesini konusunda oy birliği ile irade beyan etti. Süratle etüt ve fizibilite çalışmaları tamamlanacak, en kısa sürede Samsun, Ordu Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin'e hızlı tren hattını ulaştırmış olacağız"
Kıraathaneler Kafeler, lokantalar, otel lobileri meydanlara akmaya başladı. Bütün Doğu Karadeniz'de esnaflar kepenk indirdi, ellerine bayrakları alarak şehir meydanlarına akın etmeye başladı. Ekranlara sekiz ayrı karede bu anlar görüntülenmeye başladı. Birbirine sarılanlar, ağlayanlar, sevinç çığlıkları atanlar havaya zıplayanlar çok değişik duygular ekranlardan taşmaya başladı...
Kısık sesle televizyonu izlerken uyuya kalan adamın üzerine torunu Atahan atladığında "hayırdır inşallah, rüya mıydı bu? Dedi.
Televizyonun sesini açtı. Nilgün Karataş Suriye sınırından Ordumuzun Suriye'nin doğusuna başlattığı harekatı anlatıyordu.
Adam derin bir nefes aldı. "Bir Rüya bir gerçek, iki rüya iki gerçek" dedi.
" Milletimizi kana boğan zalim terör örgütlerine darbe indiren ve bu uğurda her kapısında bir şehit yatan Doğu karadeniz halkı hızlı tren hak etmemiş miydi? Hayatında hiç tren görmeyen bu cefakar halk bu toprakları menfaatsiz vatan yapmıştı. Yüz yıllardır ekmeğini dışarda kazanıp çoluk çocuğunu bu topraklarda yedirmiş, zaman gelmiş büyük şehirlere ezici çoğunluğu göç etmişti. Sıla hasretini dindirecek, süratle doğduğu topraklara ulaşacak bu halka böyle bir sevinç yaratmanın zamanı gelmedi mi acaba" Acaba bu rüyam gerçek olacak mi, bir vilayet yerine devletim altı vilayete bu modern ulaşımı getirecek mi, ne zaman o günleri göreceğim" diye hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Ne olduğunu anlamayan küçük Atahan oyuncak treni salonun içinde döşenmiş rayların üzerine sürerken dedesi altın sarısı saçlarını okşadı. "Ben görmem belki ama Allah'ım sana bu muhteşemliği yaşatır İnşallah"...
Sevgi ve saygılarımla....