Çok nankör olmuşuz çok...Şöyle 2001 yılı ve öncesine birde bugünü yani sonrasını hatırlayın. Türkiye'nin son 17 yılda nereden nereye geldiği sorusunun cevabı ile birlikte 15 Temmuz hain darbe girişi geçesi için söylenecek tek söz var 'Unutursak kanımız kurusun' olur..
Bugün 15 Temmuz!
Unutulur mu o karanlık gece?
Unutulur mu camilerimizden okunan selalar?
Unutulur mu FETÖ'cü şerefsizlerin Türkiye' yi karanlığa itmek ve bölüp parçalamak amacı taşıyan hain saldırısı...
Unutulur mu Başkan Tayyip Erdoğan'ın "Ben halkın gücünün karşısında hiç güç tanımadım. Halkımı meydanlara davet ediyorum" çağrısı...
Unutulur mu bu çağrı karşısında bir ellerinde kefenleri diğer ellerinde bayrakları meydanlara inen, tankların önüne yatan, mermilere göğüs geren, bu uğurda şehit ve gazi olan kahraman milletimiz..
Ne diyordu M. Akif
"Asım'ın nesli diyordum ya, nesilmiş, gerçek... İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek!"
Türkiye bu yerlere kolay mı geldi sandınız?
Dünyada bir başka ülke, bir başka millet böylesine saldırılar karşısında ayakta duramazdı..
Bir çağrı yetti bu millete...
Selalar uyandırdı bu milleti...
Balık hafızalı olmayın...
*
Peki neden?
Geçmişini unutursan geleceğin karanlık olur...
17 yılda bu ülke nereden nereye geldi?
Şimdi bakıyorum bu nankörlük demekten kendimi alamıyorum..
Birileri Tayyip Erdoğan'ı devirmek için öyle bir ittifak yapmış ki 'Zillet' dememek mümkün mü?
Recep Tayyip Erdoğan ne yaptı bu ülkeye?
2002'de nasıl bir ülke devraldı?
Ne çabuk unuttular...
Tarih: 19 Şubat 2001 Çarşamba.
Çankaya Köşkü'nde Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı yapılmaktadır. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, yolsuzluk tartışmasında elindeki Anayasa kitapçığını Başbakan Bülent Ecevit'in bulunduğu yöne doğru fırlatır. Ecevit MGK toplantısını terk edip açıklama yapar...
Kıyamet kopar ve olan millete olur...
Cumhuriyet tarihinin en ciddi ekonomik ve siyasi krizi başlar...
Bankalar batar, 15 günlük süre içinde 8 milyar dolar ülke dışına çıkar. Milli gelir 200 milyar dolardan 130 milyar dolara iner, kişi başına yıllık gelir 1083'er dolar azalır, halkın cebindeki paranın alım gücü üçte bire düşer, çoğu kalifiye 1,5 milyon kişi daha işsizler ordusuna katılır, ekonomi yüzde 8,5 oranında küçülür ve enflasyon yüzde 70'i aşar.
Yani Türkiye o gün resmen batar!
Bakın Tayyip Erdoğan'dan önce bu ülkede aralarında batan, el konulan bankalar dahil 22 banka, TMSF' ye devredilir...
Tarih acı gerçekleride yazar...
'Nankörlere' karşı milleti aydınlatmak gerçekleri ortaya koymak görevimiz...
İşte o bankalar ve el koyma tarihleri
T. Ticaret Bankası (06.11.1997) ,
Bank Ekspres (12.12.1998)
İnterbank (07.01.1999),
Egebank (22.12.1999),
Yurtbank (22.12.1999),
Sümerbank (22.12.1999),
Esbank (22.12.1999),
Yaşarbank (22.12.1999)
Kıbrıs Kredi Bankası (27.09.2000)
Bank Kapital (27.10.2000)
Etibank (27.10.2000)
Demirbank (06.12.2000)
Ulusal Bank (28.02.2001)
İktisat Bankası (15.03.2001)
Sitebank (10.07.2001)
Milli Aydın Bankası (10.07.2001)
Kentbank (10.07.2001)
Bayındırbank (10.07.2001)
EGS Bank (10.07.2001)
Toprakbank (30.11.2001)
Pamukbank (18.06.2002)
İmar Bankası (16.12.2003)
Hatırladınız mı bu bankaları?
Bu bankalara ne oldu?
Bunların bir kısmı birleştirilerek satılırken, diğerleri ise bankacılık izinlerinin iptaliyle tasfiye edildi. (Yenişafak 5 Eylül 2007)
*
Ah benim ülkem ah...
Dönemin TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, batık bankaların TMSF'ye faturasının bilanço rakamı üzerinden 30 milyar dolar olduğunu, geçen sürede ekonomiye yarattığı toplam maliyetin de yaklaşık 65 MİLYAR DOLAR olarak hesaplandığını söylüyordu...
Türkiye resmen böyle iflas etmişti..
Gidilen erken seçim de millet 'Kurtarıcı' olarak kime sarılmıştı?
17 yıldır üzerine oynanan her türlü oyuna karşı, ülkesinin makus talihini alnı açık başı dik bir şekilde yenen adam kim?
Gezi'si, 17-25'i, 15 Temmuz'u neler çekti bu adam!..
Tüm düzlüğü çıkmışken ekonomik saldırı..
Ve çekmeye devam ediyor...
Algı operasyonları ile o S-400' leri ülkesine getirmek için uğraşırken içimizdeki birileri onu vurmaya çalışıyor.
Ama görüyorlar ki sırtına saplanan her bir hançer milletten geri dönüyor...
Türkiye' nin 17 yılda nereden nereye geldiğini görmek için 'ideoloji' değil 'VİCDAN' gerektiğini bilmiyorlar..
Türkiye'nin onunla tarihi büyük bir dönüşüme imza atmasını ve atmaya devam etmesini hazmedemiyorlar..Bütün oyunlara rağmen Türkiye'nin dünyanın büyüyen gelişen ve üzerindeki kara bulutları dağıtan ülkesi haline gelmesinin şaşkınlığını yaşıyorlar..
Türkiye Cumhuriyetinin milletiyle,lideriyle 17 yıl gibi kısa bir sürede bir büyük tarih yazması karşısında kalpleri kuruyor!..
Balık hafızalı olmayalım...
Soralım...
*
Unuttunuz mu?
2002'de savunma ihtiyaçlarının sadece yüzde 20'sini karşılayabilen Türkiye, savunma sanayinde sadece 1,3 milyar dolar üretim gücüne sahipti...
Ya şimdi;
Türkiye savunma ihtiyacının yüzde 65'ini yerli kaynaklardan sağlıyor! Kendi insansız hava aracını, tankını, tüfeğini, helikopterini hatta uçağını üretiyor.
*
Unuttunuz mu?
Türkiye 2002'de yardım eden değil yardıma ihtiyaç duyan bir ülke konumundaydı.
Ya şimdi;
Dünyaya yayılan TİK ağı ile 160 ülkede 2 binden fazla proje yapabilen, Afrika'dan Asya'ya birçok ülkeye yardım eden ülke haline geldi...
*
Unuttunuz mu?
2002 öncesinde dar gelirli vatandaşlar devlet yardımına ulaşamıyordu. Kuyruklarda saatlerce bekliyorlardı.
Ya şimdi;
2002 sonrasında sosyal yardım alanında kullanılan kaynak miktarı tam tamına 24 kart arttı.
Günümüzde yapılan yardım 35 milyar TL'den çok fazla...
Unuttunuz mu?
FAK FUK FON vardı!
Çok kısıtlı imkanlarda sosyal yardım yapılırdı.
O da adamı olana...
*
Ya şimdi;
Sosyal yardım almayan kim var?
Örnekler verelim...
Oğlu asker olan yoksul aileye 2 ayda bir 660 TL. Çocuğunu okutan aileye aylık ortalama 684 TL, evde hasta anasına bakana aylık 1.149 TL, engelli çocuğuna bakan aileye aylık 1.305 TL...
65 yaş üstü yoksula ayda 601 TL, eşi vefat eden muhtaç durumdaki her kadına her ay 250 TL ödeme yapılıyor...
Bakın...
Türkiye'de 21.6 milyon hane var. Hanelerin 2.3 milyonu devletin düzenli sosyal yardımlarından, 2.0 milyonu geçici (süreli) yardımlardan yararlanıyor.
Bunu biliyor muydunuz?
Bitmedi...
6.6 milyon kişinin sağlık sigortası primini devlet ödüyor. Doğum yardımı olarak birinci çocuğa 300, ikinciye 400, sonrakilere 600 TL ödeme yapılıyor... Zorunlu sağlık sigortası ödeyemeyen 1 milyona yakın ailede 3.1 milyon kişinin sigorta primini devlet ödüyor. Evde bakım yardımından 700 bin kişi yararlanıyor.
Unuttunuz mu?
Yani;
Sosyal yardımların toplamı 40 milyar TL üzerinde. Milli gelirin 1.5'i büyüklüğünde. Genel Sağlık Sigortası kapsamında 9.2 milyon kişi, toplam 77.1 milyon kişi sağlık hizmetlerinden yararlanıyor benim ülkemde!
Sosyal yardımların tamamının faturası devlet bütçesinden ödeniyor...
Dünyada böyle bir sosyal yardım yapan başka ülke yok!
Nankör olmayın...
*
Peki Türkiye'de yatırım mı durdu?
Bu ülkede ne yapıldı değil, 17 yılda neler yapılmadı ki?
Ayırımsız bütün şehirlere bakın..
El atılmadık neresi kalmış!
İstanbul İstanbul oldu. Boğazın altından geçen Marmaray, Avrasya Tüneli, metro ve raylı sistem ağı. Dünyanın hayranlıkla baktığı İstanbul 3. Havalimanı. Bütün şehirlerde muhteşem hastaneler, muhteşem köprüler, yollar...
2018 yılı rakamlarına göre dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, ülke ekonomisinin 2002 yılından 2018'in ortalarına kadar yüzde 230 büyüdüğünü açıklamıştı.
Demişti ki;
'Geçen yılki büyüme oranıyla G20 içinde başı çeken Türkiye, bölgesindeki jeopolitik gerilimler, Avrupa'daki borç krizi, Gezi olayları, FETÖ'nün darbe girişimine rağmen 8 yıldır kesintisiz büyüme başarısını gösterdi. (24.6.2018 İzmir)"
Son dönemdeki ekonomik saldırı olmasaydı Türkiye bugün başka noktadaydı...
*
Elinizi vicdanına koyun biraz geçmişe bakın.....
2002 öncesinde yarından garantimiz olmadan yaşıyorduk, gelecekle ilgili hayal bile kuramıyorduk.Şimdi niye daha zengin değiliz, kaygısı ve kavgasıyla yaşıyoruz!
Nankörüz nankör!
Şimdi Recep Tayyip Erdoğan'ı devirebilmek için oyun kuran dış güçlerin değirmenlerine su taşıyanların sesi gür çıkıyor!
İnanın arada sırada Türkiye'ye destek mesajları veren Trump (!) kadar dahi olamayan nankörler var benim ülkemde!
*
Peki ülkemdeki hazımsızlar,işbirlikçiler siz kimsiniz?
Hadi;
Amerikan...
İngiliz...
Alman...
Fransız...
İsrailli...
Yunan...
Mısırlı...
Suudi...
Biliyoruz ki onlar Tayyip Erdoğan'a düşmanlar...
Çünkü "Dünya 5'ten büyüktür" diye yüzlerine haykıran Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin küresel güç olmasından korkuyorlar...
Peki bu ülkede Tayyip Erdoğan'a karşı bunlarla aynı çatı altında buluşanların korkusu nedendir?
Hadi;
Trump, Merkel, Macron, Netanyahu, Theresa May, Sisi, Selman bin Abdülaziz...
Biliyoruz ki onlar Tayyip Erdoğan'a düşman...
Normal!..
Çünkü Türkiye Erdoğan ile dik duruyor, eğilmiyor, milli çıkarlarımızdan ödün vermiyor...
Peki benim ülkemde adeta onların elçisi gibi aynı frekansta buluşanların korkusu nedir ki okyanus ötesinde beslenmiş olan "Seni 2023'e çıkarmayacağız" adlı şarkıyı birlikte söylüyorlar...
Hadi;
FETÖ, PKK, PYD, IŞİD, DHKP-C...
Biliyoruz ki Tayyip Erdoğan'a düşmanlar...
Normal!..
Çünkü; Türkiye artık tepelerine biniyor, nefes aldırmıyor, sınır içi, sınır ötesi demeden mücadele ile terörün kökünü kazıyor...
Peki benim ülkemde terörle mücadelede elde edilen büyük başarı sizi de mi üzüyor ki, bu ülkenin kahramanlarının terör konusundaki başarısından tek kelime övgü ile bahsetmiyorsunuz?
Bitmedi...
Türkiye, güvenliği için Rusya'dan S-400 füzelerini alma girişiminde bulunduğunda, ABD tarafından "Alamazsın" diye adeta tehdit edilirken, uluslararası hakkını kullandığı Doğu Akdeniz'de doğal gaz sondaj çalışmaları için "Yapamazsın" diye karşı çıkılırken, neden böylesine milli konularda dahi zar zor değil tam destek veremiyorsunuz?
Ne oldu hani alamazdı?
İşte Türkiye aslanlar gibi S-400'leri Türkiye'ye indirdi...
O zaman soralım...
Türkiye' nin kendi coğrafyasının en güçlü devletlerinden biri olması mutlu etmiyor mu sizi?
Anladınız mı 15 Temmuz hain darbe girişi neden yapılmış!..
Bütün bunların hazmedilemeyişi ve Türkiye'nin artık dünyaya gücünü göstermesinin önünü kesmek için...
*
Ama ne yaparsanız yapın...
Bu millet hepinizi bir yere, Tayyip Erdoğan'ı başka yere koyuyor...
O nedenle;
Türkiye' yi bugünkünden daha ileriye götürecek, dış dünyada sözü dinlenecek, 'Bağımsız bir Türkiye projesini' hayata geçirecek, ABD'si, AB'sine karşı dik duracak Recep Tayyip Erdoğan'dan başka lider yok bu ülkede...
Çünkü;
Lider olunmaz lider doğulur!
Ve Tayyip Erdoğan gerçek bir liderdir...
Bir büyük dava bir büyük mücadele adamıdır...
Bunca badireyi bir başka lider atlatabilir miydi?
Tayyip Erdoğan biziz kardeşim biziz...
Gizli ajandası olmayan, olduğu ve göründüğü gibi adam olan sen,ben,o..
Baldıran zehri içti...
Her türlü kalleşliği yaşadı...
İçeriden dışarıdan her türlü saldırıyı yedi...
Asım'ın nesli dedik ya...
15 Temmuz gecesi çiğnetmediler bu ülkenin namusunu...
İşte Asım'ın neslinin lideri Tayyip Erdoğan'da bir gün dahi eğilmeden, bükülmeden dik durarak bir gün dahi "Çiğnetmedi bu ülkenin namusunu"
Bir okuyucum dün çok anlamlı bir mesaj göndermişti.Yazımın finalini onunla yapmak isterim...
Diyor ki;
"Türkiye'nin Tayyip Erdoğan ile nereden nereye geldiğini göremez bu mücadelede 15 Temmuzları unutursak ve Tayyip Erdoğan'ı büyük Türkiye mücadelesinde yalnız bırakıp yem edersek kanımız kurusun."
.