2020 yılı gelecek kuşaklara dünyayı kasıp kavuran Korona ile anlatılacak. Gelecek nesiller amansız salgının insanlığı nasıl bunalımlara sürüklediğini, yaşam şeklini değiştirdiğini, anadan babadan yardan nasıl ayırdığını okuyacaklar ve eminim ki bize çok acıyacaklar.

Hakikaten Korona'dan başka bir sürü felaketi yaşadık 2020 yılında. Nerdeyse dünyanın sonu diyebileceğimiz hadiseler peş peşe sıralandı. Güneş sisteminin iki büyük gezegeni Satürn ve Jüpiter 21 Aralıkta birbirine en yakın konuma geldi. İki gezegenin parlak bir yıldız gibi görüleceği gök olayı en son 800 yıl önce yaşanmıştı.

Yazımın başlığının felaket olması dünyada meydana gelen olaylardan çok ülkemizde 2020 yılında yaşanan trafik kazaları ile ilgilidir. 338.000 trafik kazası meydana gelmiş 2000 kişi ölmüş, 214.000 insanımız yaralanmıştır.

Bu resmen bir büyük felakettir. Ulaştırmada yapılan onca düzenlemeye rağmen bu inanılmaz rakamlar maalesef gerçekleşmiş, binlerce insanımızı kaybettik, yüzbinlerce yaralımız var. Sürücü kusurlarının başı çektiği bu kazalar en çok önemli günlerde, aylarda meydana gelmiş. Bayram günleri en yoğun kazalar yaşanmış.

Günde 900 den fazla kazanın meydana geldiği ülkemizde günde ortalama 5 insanımızı kaybetmişiz.

Bu felaket değil de nedir? İnsanımıza verilen bunca maddi ve manevi kayıpların dehşete düşüren sonuçları ne zaman aklımızı başımıza getirecek? Ne zaman daha dikkatli bir şekilde geçeceğiz direksiyonun başına? Akılla mantıkla ve kurallara uygun ne zaman hareket edeceğiz?

Cezalar hala çok yetersiz maalesef. Hala otomobil devlerinin satış baskıları devam ediyor. Hala toplu taşımada yeterli düzeyde değiliz. Hala raylı sitemler istenilen düzeyde değil. Kara yollarının ağırlıkta olduğu ülkemiz ulaşım siteminde bu acıları bir süre daha yaşamaya devam edeceğiz.

2021 yılı en az acıları yaşadığımız yıl olsun. Bütün okuyucularıma mutlu yıllar diliyorum.

Sevgi ve saygılarımla...