Başımız dertte. Ülke olarak İstanbul sözleşmesinden çıkınca malum çevreler şaha kalktı.
Konu gündemden düştü ama benim bu konuda söyleyeceklerim vardı. Silayı rahimden İstanbul'a dönene kadar zaman bulup değinemedim. Basında rast geldiğim bir inceleme yazısını ilginç buldum, bir iki kelam edelim istedim.
Kişilik analizi başlıklı yazıda "Kişilik analizi kişinin kendisinin "doğru", "yanlış" ve "bilmiyorum" biçiminde yanıtladığı 566 sorudan oluşan objektif bir kişilik testidir. Diyordu.
Üç geçerlilik ölçeği (L:yalan, F:uyum ve K:savunma-inkar) ve 10 klinik ölçeği (Hs:hipokondriyazis, D:depresyon, Hy:histeri, Pd:psikopatik sapma, Mf:erkeklik-kadınsılık, paranoya, Pt:psikasteni, Sc:şizofreni, Ma:hipomani ve Si:sosyal içe dönüklük) bulunmaktadır."
Testin güvenilirlik değeri 0.51 ile 0.89 arasında bulunmuştur.
Bu testte benim kafama takılan Mf : Erkeklik-kadınsılık, paranoya üçlemesidir.
Tam yerine rast geldi manzara koyduk misali.
Kadınsılık ve paranoya!..
Vayyyy...
Hemide erkekte!
Vuyyyy...
Kadınsılık meselesini biraz kurcalarsak altından eşcinsel sapıklık çıkar. Yani halk diliyle İ....k !..
Her makam itibarlıdır.
Her durumda herkesle bir arada olamaz bazı makam sahipleri.
Mesela bir yerde üst düzey yönetici olan kendine tahsis edilen lojmanda şoförüyle bir sene flan kalamaz.
Eğer kalıyorsa ve "her şeyimi paylaştığım insan" diyorsa orada "kadınsılık" durumları vardır bi tarafta.
İkisi, yani sapıklık da olabilu, biri kadınsı olabilu, biri erkeksi durumları da olabilu!...
Ne dedi Bedri Rahmi Eyüpoğlu:
"En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin"
Selam ve dua ile...