Her bitkinin olduğu gibi sarı kantaronun da marifetleri çok. Ama bitkileri yeni tanıyanlar için sarı kantaronun iki özelliğini bilmemiz bence şimdilik yeterli.
Sarı kantaron, botanik biliminde Hypericup perforatum, tıp dünyasında ise St.John's Wort olarak bilinir. Sarı kantaron çiçeklerinin zeytinyağı içerisinde bekletilmesi ile hazırlanan yağlı çözeltisi (maserasyonu) yüzyıllarca yara ve yanıklarda kullanılmış ve halen de fitoterapinin en gözde ilaçları arasında yerini korumaktadır. Öyle ki Osmanlı ordusu bu yağı savaşa çıkarken kazanlarla savaş alanına taşır, kılıç yaralarının tedavisinde kullanırdı. Halk arasında bu bitkinin "kılıç otu"; elde edilen yağın da "kılıç otu yağı" olarak adlandırılması bundandır. Ancak sarı kantaron yağının etkililiğinin, çözmek için kullanılan zeytinyağının kalitesi ile doğru orantılı olduğu; saf zeytinyağı ile çözülmesinde en yüksek etki gözlenirken, kalitesi düşük yağlarla (örneğin ayçiçeği yağı) aynı sonuçların alınamadığı görülmüştür.
Sarı kantaron yağının harici kullanımda bilinen önemli bir yan etkisi olmamakla beraber uygulamanın sadece geceleri yapılması ve gündüz ciltten silinerek uzaklaştırılması gerekmektedir. Aksi takdirde içerdiği hiperisin adlı maddeden dolayı, cildin güneş ışınlarına karşı hassasiyetini arttıracaktır.
Bir bitkiyi elinize aldığınız gibi yutmak çok da kolay bir şey değildir. Buna binaen, bitki artık ilaç formuna sokulup, kapsüllerin içerisine yerleştirilerek daha kullanışlı bir hale getirilmiştir. Bu tarzda hazır ürünler, başta Amerika ve Almanya'da olmak üzere ülkemizde de rahatlıkla temin edilebilmektedir.
Bu bitkinin çiçeklerinin doğrudan ağız yolu ile kullanılması ile elde edilen önemli bir faydasından bahsetmek istiyorum. Bu şekliyle de antidepresan vazifesi görerek şifa vesilesi olarak karşımıza çıkıyor. Daha çok hafif ve orta dereceli depresyon tedavilerinde ön plana çıkan sarı kantaron, tıp dünyası ve tüm insanlığın hizmetinde artık bir ilaç olarak vazife gördüğünden bana göre doktor tavsiyesiyle kullanılmalı ve ilaç formatındaki (yani görünümündeki) bu ürünler eczacılar tarafından hastalara verilmelidir. Sentetik antidepresan ilaçlara göre her ne kadar daha güvenilir olsalar da kullanılacak doz, kapsül içerisindeki standart ürün miktarı, ilaç etkileşimleri ve eşlik eden hastalıklar göz önünde bulundurularak bilinçli bir şekilde reçete edilmelidir.
Övgüye değer şu icraatları vücudumuzda yapabilen şuursuz bitkileri tanıyıp, perde arkasında kendini bize tanıttırmak isteyen Zat-ı Akdes'i tanımamak gafletinden yine o Zat-ı Akdes'e sığınırım.
Sağlıcakla kalın...