Şu Fransız Olivier Bouquet'ın yarısı kadar Tayyip Erdoğan'ın hakkını teslim etmenizi bıraktık saygı duysanız!..

Hani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyenlere karşı muhalefet partilerinin anlı şanlı genel başkanları iki de bir "YANDAŞ MEDYA " yakıştırması yapıyor ya...

Bunlara karşılık "GAYRİ MİLLİ MUHALEFET" diyerek cevap veriyoruz ya...

Bakın karşımızda bir Fransız Gazetesi ve Fransız ünlü bir tarihçi...

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Libya politikasını o bizim anlı şanlı muhalefetten ve yazar kadrosundan daha doğru, daha milli bir şekilde yorumlayıp hakkın teslimini yapmış...

Kemal Bey çok kızacak!..

Fransız tarihçi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün emperyalizme karşı verdiği mücadelesinde izlediği yoldan gittiğini anlatarak...



İşte Fransızların dünyaca ünlü gazetesi LE MONDE'nin dünyaca ünlü tarihçi yazarı Olivier Bouquet'in kaleme aldığı analizde, Türkiye'nin Doğu Akdeniz ve Libya'daki girişimlerini "Erdoğan, Mustafa Kemal'in 1918'de verdiği mücadeleyi devam ettiriyor" diye yorumluyor!..

Bay Kemal Mösyö Bouquet böyle diyor!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye'nin bölgedeki oyun değiştirici rolüne işaret ediyor...

Bouquet; Mustafa Kemal ile Başkan Erdoğan'ı karşılaştırdığı yorumunda "Erdoğan, Libya politikasını ve gaz iddialarını savunmak için Mustafa Kemal'in 1918'den sonra Türkiye'yi bölmeye çalışan Batılı güçlere karşı mücadelesini sürdürüyor" ifadelerine yer vermiş...

Harika bir tespit!.

Yılmaz Özdil Mösyö'nün Mustafa Kemal örneği seni kızdırmış olabilir...

Kızma!..

Vicdanlı ol senin de olabilir!..

*

Kemal Bey sesim geliyor mu?

Yılmaz Özdil oradamısın!

Anlıyorum sizi!..

Fransız tarihçinin Tayyip Erdoğan'ın "Bağımsız Türkiye" ideali için Atatürk'ün yolundan yürüdüğünü söylemesi sizi derinden üzüyor!

Mösyö Erdoğan'ı anladı siz anlayamadınız!.

Meral Hanım peki siz duyuyor musunuz?

Fransız kalmayın!..

Ses verin...

Yoksa bu Fransız tarihçi de mi " YANDAŞ MEDYA" yazarı çıktı?

Türkiye'nin Akdeniz'deki adımlarından rahatsız olan Fransız, İngiliz, ABD, Batı dünyası, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve destekçileri, Doğu Akdeniz ve Libya'da gerilimi artırmanın peşinde koşarken...

Fransız Cumhurbaşkanı Türkiye'ye karşı duruş gösterip Hafter ile iş birliği yaparken...

Fransız medyasında usta bir tarihçi Ankara'nın bölgedeki rolüne dikkat çekerek "Erdoğan, Mustafa Kemal'in 1918'den sonra Türkiye'yi bölmeye çalışan Batılı güçlere karşı mücadelesini sürdürüyor" diyor...

Ah Bay Kemal ah!..

Şu Fransız Olivier Bouquet'ın yarısı kadar Tayyip Erdoğan'ın hakkını teslim etmenizi bıraktık bari saygı duysanız!..

Bir Fransız, "Fransız" kalmayıp Tayyip Erdoğan'ın hakkını teslim ederken Türkiye'de muhalefet "Fransız" kalmayı bıraktık Bay Kemal'i, Bayan Meral'ı, Babacan'ı, Davutoğlu'su, Gül'ü, Karamollaoğlu'su ile Erdoğan'a karşı adeta küresel güçlerin birer piyonu konumunda...

Hani Abdülhamit Han demişti ya;
"Getirdiğim suyu kana kana içip boğazları kuruyana kadar bana küfür edecekler" diye...

Ne yazık ki bugün yaptığı hizmetlerden doyasıya yararlananlar Tayyip Erdoğan'a Abdülhamit Han ile aynı kaderi paylaştırmak için büyük bir uğraş peşinde!..

Nankörler ne çabuk unuttular bıraktıkları enkazı!..

*

Şöyle 2002 öncesi Türkiye'yi bir düşünün...

Özellikle o günleri görmeyen bugün "Z" kuşağı denilerek algı operasyonu çekilen gençlere anlatmak gerek!..

Balık hafızalı olanlara da hatırlatacağız!..

Öyle vicdansızlık yok!..

Ne günlerden geçtik!..

Bitkin...

Batmış...

Koalisyona mahkum kalmış...

Bankaları hortumlanmış...

Gecelik faizleri rekor yapmış...

Parasının değeri yüzde 50 azalmış...

Yatırımları sıfırlanmış...

Kurtuluşu IMF' de aramış...

Ekonomisi küresel ekonomi baronlarına teslim edilmiş...

ABD'den "Parayı yönetsin" diye Bakan (Derviş) getirilmiş...

Kendi içine kapanmış...

Sözünün dinlenmesini bıraktık emir alan olmuş...

Esnafının Başbakanlık kapısına yazar kasasını fırlattığı...

Bir Türkiye manzarası yaşadık...

Aksini kim inkar edebilir ki?

İşte Tayyip Erdoğan böyle bir ülkeyi devraldı...

*

Sonra tarih yazılmaya başlandı...

Hemde ne tarih!..

18 yılda üzerine oynanan bütün oyunlara, iç ve dış saldırılara, kumpaslara, silahlı, silahsız darbe girişimlerine rağmen...

Türkiye Milli Savunma Sanayinde devrim oldu...

İHA'lar, SİHA'lar, Akıncılar, Helikopterler, Tanklar, Gemiler, Silahlar bizzat bu Türkiye tarafından üretiliyor...

Bir düşünün Milli Savunma Sanayinde Yerli üretim yüzde 25'lerden yüzde 75'lere kadar çıkmış...

Bir gurur abidesi...

O silahlarla içeride ve dışarıda hainlerin kafasına iniliyor...

Hayaldi gerçek olmuş!..

Peki Tayyip Erdoğan'dan önce neden yoktu!..

Bay Kemal anlatsın..

Bayan Meral Akşener'de...

İyi bilirler...

Çünkü ABD "Aman ha" diyor ülkeyi yönetenler boyun büküyordu...

Kentsel dönüşümlerden dünyanın en önemli barajlarına, yollarına, köprülerine...

Pandemi sürecinde dahi açılan dünyanın şaşkınlıkla izlediği şehir hastanelerine...

Boğazın altından geçen Marmaray ve Avrasya Tüneli'nden dünyanın en büyük havalimanına...

Kadar 18 yılda el atılmadık yapılmadık ne kalmış ki!..

Muhalefet ne yaptı?

Hep atıp tuttu, hep karaladı, hep oyun peşinde koştu...

Peki Tayyip Erdoğan ne yaptı?

Karıncalar gibi çalışıp dev eserler sunarak cevap verdi..

Bir zamanlar "Neden bizim ülkemizde böyle sağlık sistemi, sosyal güvenlik ve işsizlik maaşı yok" diye hayran olduğumuz Batı dünyasına karşı bugün yardım elini uzatmadığı kimse kalmayan şimdi o batı dünyasına "Sosyal devlet" dersi verecek kadar kimsesizlerini kucaklayan bir Türkiye gerçeğini yaşıyoruz..

Kiminle?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile...

*

Hakkın teslimi gün ışığı gibi ortada...

Ama görmek için elini vicdanına koymak gerekir...

Bir 18 yıl önceye birde bugüne bakmak gerekir..

Kendi coğrafyasında Türkiye'ye rağmen adım atılamayacağını bütün dünya ülkelerine gösteren sözü dinlenen, oyun bozan .karşısında hangi ülke olursa olsun hakkını hukukunu koruyan bir Türkiye gerçeği yaşanıyor...

Ünlü Fransız tarihçinin analizinde de gördüğümüz gibi; Mustafa Kemal'in 1918'den sonra Türkiye'yi bölmeye çalışan Batılı güçlere karşı mücadelesini yeniden hayata geçiren bir dünya lideri gerçeği var karşımızda..

Bugün bütün dünyanın kabul ettiği Tayyip Erdoğan gerçeğini "Mustafa Kemal'in partisiyiz" diyen CHP'nin başını çektiği muhalefet devirebilmek için gayri milli bütün tezgahı çeviriyor..

Ama ne yapsalar başaramıyorlar!..

Çünkü hiç bir mazlumu, mağduru zalimin pençesine terk etmeyerek gücünü duadan alan bir yürek olmak var işin içinde...

Furkan süresi 77 ne diyor;

"SİZİN DUANIZ OLMASAYDI RABBİM SİZE DEĞER VERİR MİYDİ?"

Unutmayın Recep Tayyip Erdoğan sadece Recep Tayyip Erdoğan hiç bir zaman olmadı...

Çok ötesinde!..