Bilirsiniz benim açık mektuplarımı. Bazen kendini bilmezler alaya alırlar. Dokuz ayda bir değil de 14 ayda bir doğuranlar gibi yazalar açık mektubu kimsede takmaz, ama ben yazdım mı 9 ayda, tam zamanında Ovit Doğurur, tabiri caizse 9 ayda, tam zamanında hava limanı doğurur benim açık mektuplarım.

Remzi Kazmaz arkadaşımız "Çay işçisinin ve üretiminin Avukatı" Unvanı ile açık mektup yazınca hem ona hem sayın AVCI'ya sesleneceğim buradan.

İlk önce SAYIN KAZMAZ'a. Çünkü o unvanı almak için benimde avukatım olması lazım. Asla ve kat'a bir üretici olarak Sayın KAZMAZ'a vekalet vermemişim, vermem. Bana öyle uluslar arasında menşur olmuş avukatlar lazım değil!

Sayın KAZMAZ " Sen vicdanlı ve merhametli bir adamsın Milli görüşün şemsiyesi altında büyüdün Seni bu millet Ankara'ya gönderirken Muhammed Avci olarak gönderdi" diyor.

Gün ramazan .... Dost doğru bir tespit... Allahı var, dost doğru bu dediği.

Güzel bir paragraftan sonra "Bu konuda istersen size öneri sunabiliriz Sevgi ve muhabbetle" diyor Sayın KAZMAZ, ama bu afat karşısında üretici için neler yapılması lazım diye tek satır yok!

Beni hiç ilgilendirmez ama Rize'de üreticinin arasında devamlı oralarda istişare halinde olan bir insan sayın AVCI. "seni en yakın zamanda Rize'de bu işi çözümü konusunda acil tedbirlerin alınmasını istiyoruz" dedin de Sayın KAZMAZ ne önerdin bu dev karmaşık soruna?

Hiçbir şey.

Yazarlıkta, okuyuculukta, avukatlıkta böyle bir şey yok. Bir sorunsalı dile getiriyorsanız çözümleriniz de olacak. "Rize'ye gel, gerekirse görüş bildirim" demek olmaz sayın KAZMAZ. Üreticinin işçinin avukatı değilim ama 45 senem o işlerin her safhasında geçti.

Ben açıkça "şöyle şöyle karar alınsın" diyemiyorum. PANDEMİ var. Korkunç bir şey! Rize'ye girişler yasaklandıktan sonra düşüş var ölümlerde. İlk başlarda olan durum gibi devam etse ölümlerin yüzdelik sıralamasında Rize birinci olacaktı. Önce Allah sonra da alınan tedbirler korudu Rizelileri.

Sadete gelelim. KAZMAZ üç madde yazsın. "Şunlar şunlar girebilir Rize'ye" desin. Yani öyle bir karar çıksın desin, tam 100 adet alt klasör açılır "asla olmaz" diye binlerce kişi feryadı basar. Mademki "Çay işçisinin ve üretiminin Avukatı Av Remzi KAZMAZ" diyorsun, senden üç değil, bu işin tam çözümünde izlenecek yolları açıklamanı istiyorum. Öyle ya avukatısın üreticilerin, işçilerin!

Ben düşündüm düşündüm, içinden çıkamadım. 205 bin üreticinin yüzde 65 Rizeli. On binlerce insanımızın üzerinde kayıtlı çaylık alanları var ve çok büyük bir nüfus KORONA virüsünün en çok yayıldığı İstanbul'da. İstanbul'dan ve diğer korona illerinden kaçmak isteyenler, daha özgürce bu süreçte hareket edebileceğini düşünenler, tatil maksatlı gitmek isteyenler, gerçekten ihtiyacı olup çayı toplamak zorunda olan gerçekten mağdur insanlar var. Yarıcılar var, darıcılar var, var oğlu var!

KAZMAZ diyor ki" gel". Zaten adam Rize'de. Sen dışardasın Üreticinin avukatı. Ve... kimin kimlerin avukatı olduğunu herkes biliyor ha!

Şaka bir yana sayın Kazmazdan acele önerilerini bekliyorum. Çünkü bu afat anında devletin bütün birimleri sorumluluk alacak. Alınan kararın altına imza atacak. Muz cumhuriyetinde değiliz. Gönümden geçen ihtiyacı olanlara ve Rize'ye gitmesine müsaade edilmeyenlere tazminat verilmesi diyeceğim ama sapla samanı nasıl ayrıt edeceksin.

Belki Üreticilerin Avukatı Sayın KAZMAZ bir çare bulur bekleyeceğim.

Ama onu beklersem yaya kalırız. Sayın Vekilimiz AVCI ben inanıyorum olabildiğince çözüm üreten tedbirleri tüm karar alıcılarla birlikte alacaktır.

Bu afatta kimse tek başına böyle olsun diye çözüm sunamaz. Vilayetin sağlık kurulu valisi ve diğer karar alıcılarla birlikte siyasette bu meseleye olabildiğince insanı bir çözüm ortaya koysunlar. Ama önce insanımın can güvenliği derim başka bir çözüm aklıma gelmiyor.

Sevgi ve saygılarımla