Bir karamsarlık, bir bezginlik, bir umutsuzluk pompalanıyor ki anlamak, çözmek mümkün değil. Sanki her yanımız alevler içinde, her yer zindan, göz gözü görmüyor. Acaba birileri zindanlarda, dehlizlerde, karanlık çukurlarda yaşıyor da peşine mi takmak istiyor bütün bir halkı.
Ne demiş üstadımız Cemil Meriç: "Kafan aydınlıksa, gerçekten aydınlıksa, her ülke aydınlıktır senin için. Yoksa kendi karanlığından kaçmak boşuna."
Vallahi haklı. Yukarıda bahsettiğim karamsarlığı üzerimize boca edenler kendi karanlığından kaçan zavallılardır.
Yine Cemil Meriç üstada kulak verirsek "Aydın olmak için önce insan olmak lazım." Diyor. İnsanı ise söyle tarif ediyor:
"İnsan mukaddesi olandır. İnsan hırlaşmaz, konuşur, maruz kalmaz, seçer. Aydın kendi kafasıyla düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi, aydını yapan: uyanık şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya çalışan bir tecessüs."
Hakikatlerden kaçıyor, kedimiz olamıyoruz bir türlü. Şuursuzca karanlıklarla boğuşuyoruz.
Millet olarak zor günlerden geçmediğimizi kimseler söyleyemez.
Realite bu! Ama problemlerimizi çözmek için aydınlık düşünceler yerine zindanlarda boğulmanın ne anlamı var?
Yahu 10 ülkenin büyük elçileri toplanıyor ortak bir açıklama yapıyorlar. Kavalayı, allahın kavalını affedin diye rest çekiyorlar.
Tamam. Bizi yönetenler de onları istenmeyen adam ilan etmekle haklı bir şekilde tehdit ediyor. Bu kadar net ve açık bir olay.
Adamların resti görülünce çark ediyorlar. Muhalefet vay utanmazlar diye 10 ülkeye saldırmaya başlıyor "niye yüklenmeye devam etmediniz, neden çark ettiniz, Recep Tayyip Erdoğan'a yardım ettiniz" diye ağıt yakmaya başlıyorlar. Zaten adamlar dudak ucuyla vaz geçti dayatmalarından. Yaptıkları terbiyesizce davranıştan tam olarak vazgeçtiklerini söyleyemeyiz ama geri vitese taktıkları da apaçık ortada ama bizim karanlık beyinler ısrarla adamlara davetiye yolluyorlar. "Zorlayın belki ülke karmakarışık olur, hükümet düşer, bir şekilde iktidar oluruz" diye zılgıt çalıyorlar.
Bu ülkeyi yönetenler kendi akılları ile kendi düşünceleri ile ülkeyi yönetmeliler, muhalefet de halka zindanlar değil, parlak yarınlar önermelidir.
Aydınlık yarınlar diliyorum herkese!...
Selam ve dua ile.