Kim ne derse desin kim ne söylerse söylesin Türkiye Korona Virüs ile mücadelede dünya ülkelerine karşın tarih yazmıştır, yazmaya da devam etmektedi. O zaman vurun Fahrettin Koca'ya!
Bakın en son yazacağımı baştan yazmak isterim...
Bütün dünya Korona Virüs'e karşı diken üstünde bir mücadele veriyor...
Böylesine çağın salgınına karşı ülkelerin verdiği mücadelede kuşkusuz eksikler olması kadar doğal bir şey olamaz..
Bir mahalle değil, bir ülke değil dünya karantina altında!..
Bir yıla yaklaşan böylesine bir süreçte Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milletine verdiği hizmetten memnun olmayanlar, hiç kusura bakmasınlar ama bence 'NANKÖR' olur!..
Şunu açık yüreklilikle dile getirmek isterim ki dünyanın bir yıla yakın zamandır mücadele ettiği bu salgına karşı, sağlık alanında milletine en iyi şekilde hizmet veren ülkelerden biri de hiç tartışmasız Türkiye'dir...
Bazı şehirlerde, bazı yerlerde eksikler olabilir...
Her şey dört dörtlük tabiki değil...
Olamazda...
Ama Türkiye başarılı bir sınav verdi ve veriyor!..
Yer olmadığı için hastane koridorlarının yoğun bakıma çevrildiği...
Yaşlı insanların kaderi ile baş başa bırakıldığı...
Huzur evlerindeki insanların ölüme terk edildiği...
Ölen insanların tırların üzerindeki soğuk hava depolarına yerleştirildiği...
Vatandaşlarına ücretsiz maske dağıtmayan...
Hastalarını ilaç vermeden "Başının çaresine bak" diyerek evine yollayan...
Testleri para ile yapan...
Hastanelerde yer yok diye insanları kapıda bırakan...
Devletlere bu süreçte hep şahit olmadık mı?
Ve şahit olmaya da devam etmiyoruz mu?...
Türkiye'de böyle bir manzara oldu mu?
Ben hiç görmedim...
Duymadım da!..
Ama ne yazık ki benim ülkemde siyasi hesapları uğruna büyük fedakarlıklara rağmen salgın üzerinden yalan yanlış bilgilerle karalama yapanları görmek üzüyor insanı...
Bakın sizlerle iki olay paylaşacağım...
Birini şahsım ülkemizde yaşadı...
Diğerini halamın oğlu Almanya'da...
Kendimle başlayayım...
***
8 Aralık günü Ankara'dan Çanakkale' ye Anadolu Jet ile uçtum...
11 Aralık sabahı dönecektim...
10 Aralık gecesi saat 21.55'te telefonuma Sağlık Bakanlığından;
"Sayın Osman Diyadin pozitif vaka ile temas ettiğinizden 18.12.2020 tarihine kadar izolasyonda kalmanız gerekmektedir. Filyasyon ekiplerimiz sizinle iletişime geçecektir.
Sürecinizi takip edebilmek için lütfen HAYAT EVE SIĞAR mobil uygulamasını telefonunuza indiririz...".
Gerekçe ile ilgili yetkili mesajın ardından hemen arayıp "8 Aralık gecesi Ankara-Çanakkale uçak seferinde sizlerden 4 arka sıradaki bir yolcunun testi pozitif çıkmıştır. O nedenle temaslısınız" uyarısını bu kez sözlü yaptı.
Hemen Sabah uçağına alınamayacağım için beklemeden gece özel araç ile direkt Ankara'ya geldim..
Evimde izole olmaya başladım...
Ve 18 Aralık'a kadar her gün Sağlık Bakanlığı personelleri tarafından aranarak durumum hakkında bilgi aldılar, herhangi bir semptom bulunup bulunmadığını sordular..
Bir gün atlamadılar...
Allaha şükür bir şeyim çıkmadı...
Bir gün dahi devletim beni yalnız bırakmadı...
(Yeri gelmişken Sağlık Bakanlığının Çankaya çalışanlarına doktor ve hemşirelerine teşekkür ediyorum..)
Evet şahsımın yaşadığı bu...
***
Gelelim 40 yıldır Almanya'da ikamet eden, Türkiye'deki sistemi eleştirdiği için zaman zaman bu noktada tartıştığımız halamın oğlu Abdullah Saka'nın yaşadığına...
Kendisi aradı...
"Osman abi şunu gördüm ki Türkiye'mize haksızlık yapıyoruz. Ne olur bu yaşadığımı yaz" dedi...
Peki ne yaşamış!
Kardeşimin 18 Aralık günü test sonucu pozitif çıkmış!
Yetkililer demiş ki;
-Evine git dışarı çıkma...
İlaç vermişler mi?
-Yok!
Arayıp "Durumunuz nasıl" diye sormuşlar mı?
-Yok!
Peki aileniz için filyasyon ekibi test yaptı mı?
-Yok!..
Peki bizdeki gibi bakanlığın "Hayat Eve Sığar" gibi mobil bir uygulaması var mı?
-Yok...
HES kodu ile takip etmek var mı?
-Yok
Sizin anlayacağınız hiçbir şey yok...
Sadece "Test" var...
Gerisi hikaye...
Almanya'daki manzara bu!..
Yani insanlar adeta kaderi ile baş başa bırakılmış!
Bir düşünün Türkiye'de tatil matil demeden her hasta ve izolasyonda olan her gün aranırken, virüse yakalanan kardeşim Almanya'da cuma, cumartesi ve pazar günü boyunca aradığı Sağlık Bakanlığına bağlı hiçbir görevliye ulaşamamış...
Herkes hafta sonu izninde!
Ancak pazartesi günü öğleden sonra ev doktoruna görünebilmiş...
Bakın burası "Sosyal devlet böyle olur" diye birilerinin övündüğü Almanya...
***
Kim ne derse desin, Türkiye koronavirüs ile mücadelede hastaneleri, sağlık çalışanları ile devletimizin şefkatli elleri ile göstermiştir ki dünyaya örnektir.
İlgisizlik yok...
Şefkat var...
Ücretsiz ilaç var...
Hem de pozitif vakaların evlerine kadar gidip vererek..
Ücretsiz maske dağıtımı yapıldı...
"Hastaneler dolu alamayız " diye bir tavır asla yok..
Sağlık Bakanlığının "HAYAT EVE SIĞAR" gibi herkese ulaşan, herkesi uyaran, herkesi bilgilendiren bir mobil uygulaması var...
HES kodu ile artık her yerde denetim var...
Böyle bir uygulama Avrupa'nın hiçbir ülkesinde yok!..
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca vakanın göründüğü geçen Mart ayından bu yana bir gün dahi sekmeden her gün sahada her gün açıklaması ile milletinin yanı başında...
Bir gün izin yapmamış bir gün!..
Böyle bir Sağlık Bakanı Avrupa'nın hiçbir ülkesinde yok!
Oralarda...
Cumartesi-Pazar kimseyi bulamazsınız!..
Doktor dahil!..
Ya bizde!..
Sağlık çalışanları her gün 24 saat milletini emrinde...
Asla kimseyi sahipsiz bırakmak yok...
Aç ve açıkta kalan kimse yok...
Yaşlılarının kapısına kadar yiyecek yardımı yapan ekipler var!..
İçişleri Bakanlığı vazifesi olmayan konularda dahil adeta Sağlıkçıların emrinde..
Kimsesizlerin kimsesi devlet baba var...
O nedenle başta Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca, İçişleri Bakanımız Süleyman olmak üzere bütün fedakar, cefakar yüzlerce çalışanını, doktorunu kaybetmiş sağlık çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum...
Kim ne derse desin birileri tarafından algı operasyonları ile " Vurun Fahrettin Koca" ya dercesine kasıtlı olarak hedef gösterilen Sağlık Bakanımızın bu büyük mücadelesini tarih altın harflerle yazacaktır!..
Bir vatandaş olarak "Allah razı olsun Bakanım" demeyi boynumun borcu olarak kendime görev sayıyorum..
Şimdi en önemli görevi aşı tedariği ve aşılama!...
Aşı konusunda son derece atak olacağına, gereken aşıları tedarik edip kısa zamanda halkın aşılanması konusunda bütün sağlık çalışanları ile seferberlik halinde gerekeni yapacağına adım gibi inanıyorum!..
Allah bütün sağlıkçılarımızın varlıklarını eksik etmesin...
Haklarını teslim etmek mümkün değil!..
Mekanları cennet olsun hayatlarını kaybeden kahraman sağlık çalışanlarımıza bu millet, bu vatan minnettardır..
Son sözüm şudur,
Bu büyük devlete güvenelim...
Bu büyük devlet hiç bir vatandaşını aç açıkta bırakmadı...
Görmedik mi virüs salgınının başlarında uçuşlar kapanınca dünyanın öbür ucundaki vatandaşları için özel uçak kaldırıp her birini alıp vatanına getirmedi mi!..
Varolsun devletimiz!..