Hiç tartışmasız Tayyip Erdoğan'ın rakibi yine Tayyip Erdoğan'dır. Eğer partisinde köklü bir değişime imza atar tabanda yeni bir heyecan dalgası oluşturursa yıkılmasını bekleyenler hava alır..

Muhalefet şunu yapıyormuş...

Yeni partiler kuruluyormuş!

Hiç önemi yok...

Kim ne derse desin, Tayyip Erdoğan'ın rakibi 18 yıldır olduğu gibi yine Tayyip Erdoğan'dan başkası olmayacak!

Yeter ki;

Tabanın sesine kulak verip hala geç kalmadığı o büyük değişimi partisinde yaparak 2023 yolculuğuna çıksın...

Yoksa 'O gidecekmiş, bu gidecekmiş' önemi yok. Türkiye'de neredeyse her iki seçmenden birinin oyunu alan Tayyip Erdoğan'ı, sevdalıları terk etmediği müddetçe, partiden kimin gittiğinin hiçbir önemi yok...

Birilerine 'Güçlü siyasi varlığınızı Tayyip Erdoğan'a borçlusunuz' sözü ağır gelse de, bu gerçeğin ta kendisi değil mi?

Örneğin bugün Tayyip Erdoğan'a bayrak açan Ahmet Davutoğlu'nu ülkede kim tanıyordu?

Bu ülkede başbakanlık yapma şansı var mıydı?

Diyeceğim şu ki;

Tayyip Erdoğan'ın ona sevdalılar dışında hiç kimseye diyet borcu yok!

O nedenle de Tayyip Erdoğan'ın kendisinden beklenen köklü değişimi "Acaba" demeden yapması ona sevdalılara karşı sorumluluğudur..

Çünkü o sevdalılar karşılıksız ne yapılması gerektiğini iyi görüyor..

Değişimin şart olduğunun yerel seçim sonuçları ile ortaya çıktığını herkesten daha iyi anlıyor...

Hatta ihanet edildiğini düşünüyor..

Yerel seçimler öncesi "Metal yorgunluk" adı altında kasıtlı anketler ve dedikodularla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı yanlış yönlendirip Melih Gökçek gibi bir Belediye Başkanının istifa ettirilmesine kimler vesile olmuş ise seçimlerinde kaybedilmesinede onlar vesile olmadı mı?

Bunların halen partide var oldukları aşikar değil mi?

Değişim zaruridir..

AK Parti'de sadece ve sadece kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda bulunan, köşe başlarını tutmuş, her defasında kendi adamlarını yönetimlere getirmekten ,iş takibi yapmaktan başka iş yapmayanlara "DUR" denmelidir..

İstanbul seçimlerinin kaybedildiği gece yazdığım çok ses getirdiği okunma oranları ile belli olan 'Asıl kazanan Tayyip Erdoğan olacak' başlıklı yazım aynen ve daha da güçlü bir şekilde bugün geçerliliğini koruyor...

O gece demiştim ki;

"AK Parti açısından söylenecek söz şudur. Hayır ve şer Allah'tandır. Neyin hayır neyin şer olduğunu en iyi Allah bilir. Tayyip Erdoğan belki İstanbul'u kaybetti ama çok daha önemli olan 2023 seçimleri öncesi partisini toparlama, çürük elmaları ayırıp yeni kadrolarla yola çıkma fırsatını yakaladı. "

Sonrasında ise şöyle devam etmiştim..

Partiyi bilinçli yanlışları ile içeriden satan...

Tevazu nedir bilmemiş,

Kibir budalalığına tutuşmuş,

Zevk ve sefaya dalmış,

Zulüm eder olmuş,

Bencillikleri zirve yapmış,

Güç sarhoşluğuna kapılmış,

Rantçılıkta öne çıkmış,

Nimetin kıymetini bilmemiş,

'Kimsesizlerin kimsesi' olan liderinin duruşuna ihanet etmiş,

Mahallesinden taşınıp rezidanslarda halkına tepeden bakar olmuş,

Kene gibi partiye yapışmış embesil troller,

Çakarlı araba bağımlısı olmuş, parti kulislerini nargilecilere taşımış,

Partinin kapısını 'Aman koltuğumuzdan oluruz' diye halka kapatmış...Esnafın halini hatırını sormaktan kaçınıp kapılarını çalmamış...

Kim varsa partiden mutlaka temizlenmelidir...

Bunlar partiyi sülük gibi emdiler!

Ve halen "Bu son dönem " diyerek emiyorlar..

İşte böyle bir yapı karşısında "Yazık oluyor Tayyip Erdoğan'ın emeklerine. partiye çöreklenmiş bu yapıya rağmen bu kadar oy iyi alınıyor' diyenler haksız mı?

O nedenle AK Parti tabanından Erdoğan'a yönelik 'Reis seni seviyoruz güveniyoruz ama bu kadrolara artık inanmıyoruz' sesleri yükseliyor...

Tayyip Erdoğan önünde 2023'e kadar seçimsiz geçecek 4 yıl varken, bunu fırsata çevirmek zorunda...

Büyük değişimi yaptığı an görecek ki Ankara ve İstanbul'da kaybettiği bu seçimin (yerel) asıl kazananı kendisi olacaktır...

İşte bu yazının ardından 3 ay geçti...

Taban, Tayyip Erdoğan'dan davanın köklerini iyi bilen liyakat ve tevazu sahibi kadroları yeniden inşa etmesini bekliyor...

Çünkü bugünkü hal öyle bir hal ki "HALKA HİZMET HAKKA HİZMETTİR" sloganı dahi seçmen kitlesine unutturuldu!

"Acaba ben ne kazanabilirim, ekonomik durumumu nasıl düzeltirim "diye partide makam mevki sahibi olmak isteyenler her geçen gün varlıklarını hissettirdi.

AK Parti aslına unuttu ...

Bu yapı Tayyip Erdoğan'a layık bir yapı değil aksine Tayyip Erdoğan'ın varlığını inkar eden bir yapıdır..

Şöyle bir bakın;



AK Parti'de Erdoğan'a karşı yıkım eylemine geçen Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan hatta ve hatta Ekrem İmamoğlu'na yönelik doğru dürüst eleştiri yapamayan kadrolar ortada değil mi?

Bütün yük Erdoğan ve iki üç bakanın sırtında değil mi?

Bu dönemi AK Parti'nin sözde son dönemi olarak görüp Erdoğan'ı devirmeye çalışanlarla gizlice iş tutan, bir takım hesaplar içine girenleri görmüyoruz mu?



İtimat kontrole mani değildir!



Sen;
Erdoğan sayesinde belediye başkanı seçil...



Sen;
Erdoğan sayesinde il, ilçe teşkilat başkanı ol...



Sen;
Erdoğan sayesinde milletvekilli, üst düzey bürokrat ol...



Sen;
18 yıldır Tayyip Erdoğan sayesinde iktidar olmanın gücünü kullan...



Sonra da liderine karşı yapılan saldırılar karşısında "Yarın ne olur ne olmaz" diyerek kafanı deve kuşu misali kuma göm ve sus!



Bu millet aptal mı ki görmüyor manzarayı!

Ne Belediye Başkanları görüyoruz ki tweet atmakla rekor kırıyorlar ama bıraktık Davutoğlu'nu Ekrem İmamoğlu'nu eleştiren tek bir tweet atamıyorlar...

Teşkilat kongreleri 2023 öncesi hayati mesele taşımaktadır...

O nedenle koltukları adeta babalarının malıymış gibi görerek değişime karşı 'Geçeriz yeni kurulacak partiye' diye tehdit vari bakış açısına sahip olanlara asla fırsat verilmemelidir...



Çünkü AK Parti gücünü Tayyip Erdoğan sayesinde makam, mevki sahibi olup sonra dayan gelip yatanlardan değil, tabandan yani gerçek Tayyip Erdoğan sevdalıların dualarından alıyor...



Bugün Türkiye'nin her bölgesinde, her şehrinde her ilçesinde partinin köklerinden gelen sözde değil özde öyle Tayyip Erdoğan sevdalısı sessiz çoğunluk cevherler var ki görev bekliyor...

Yeter ki görmek isteyin!..



Bu sessiz çoğunluğu görün..

Sadece "İktidar olmanın nimetlerinden nasıl faydalanırım" diyerek AK Parti'de siyaset yapan ve onlara siyaset kapılarını açanları kenara koyun..

AK Parti tabanı kibir budalası olmuş, insanlara tepeden bakan, aynı yüzleri sürekli parti yönetimlerinde görmekten bıkmış durumda...

Değişim sözde değil özde olmalıdır..


AK Parti Tayyip Erdoğan liderliğinde Anadolu'nun bağrından çıkmış bir parti ise 2023 yürüyüşü de Anadolu'daki kongrelerde büyük değişim ile başlamalıdır.

Teşkilatlarda olduğu gibi bürokraside , genel merkezde, kabinede değişimden nasibini alarak halkla buluşmalıdır..

Ve son yazılarımda değindim en az parti yönetimleri kadar önemli olduğunu düşündüğüm varlıkları ile yoklukları belli olmayan Gençlik Kollarına mutlaka ama mutlaka yeni bir vizyon çizilmeli ve konarak yenilenmelidir...


Unutulmasın ki 2023 seçimlerine yeni genç seçmen kitlesi damgasını vuracaktır...

Peki o yeni seçmen kitlesine 20 yıl önceki Türkiye'yi kim anlatacak?

Dün İstanbul'da anlatılamadı ne oldu?

Milyonlarca genç seçmen resmen İmamoğlu'na oy versinler diye altın tepsi ile sunuldu...

2023 seçimleri öncesinde Erdoğan'ın nasıl bir Türkiye teslim aldığının Türkiye'yi dünyanın hayranlık duyduğu bir ülke haline nasıl getirdiğinin dersini milyonlarca genç seçmen kitlesine anlatan bir AK gençlik teşkilatları gördünüz mü?

Öyle son model arabalara binmekle, rezidanslardan halkına kuşbakışı(!) bakmakla ,nargile meraklısı olmakla ,şu milletvekilinin , şu iş adamının, şu partilinin yakınıyım diye hava atarak koltukta oturmak ile AK Parti gençliği ve teşkilat üyesi olunmuyor...

AK Gençlik ve AK teşkilatlar sırça köşklerden, rezidanslardan değil mahalle aralarındaki tozlu yollardan yükselmiştir...

Nerede olursa olsun insanlara sevgi ile dokunan, onların sevgi ve sempatisini kazanan bir liderin teşkilatları kimin sevgi ve sempatisini kazanıyor!..

Bir başka mesele...

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile bakanlıklarda yaşanan değişimler sonrası müsteşarlıkların kaldırılması sonucu aylardır boşta kalan, atanamayan dava adamı o müsteşarlar, müsteşar yardımcıları, bürokratlar için " Bu arkadaşlar ne yapıyor ?" diye soran ve sahiplenen kimse var mı?

Yeni sistem nedeniyle unutulan veya kenara itilmiş gönlü kırık adeta zehir içip susan yüzlerce dava adamına kim sahip çıkacak?.

Damlaya damlaya göl olur misali küskünler ordusu oluşmasının önüne kim çıkacak...

Her şeyi Tayyip Erdoğan'mı masaya getirip çözüm yolu arayacak?

Türk siyasetinde Tayyip Erdoğan öyle bir cevher ki bu cevhere sadakat ile bağlı öyle bir sarsılmaz bir kök var ki yeter ki onlar küstürülmesin ve "Hazır mısınız" densin.

Denecektir de...

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu noktada harekete geçmiştir...

Önümüzdeki günlerde Refah Partisi dönemindeki yol arkadaşlarıda dahil AK Partinin kuruluşunda etkin rol oynamış dava arkadaşları ile birlikte Cumhurbaşkanlığı külliyesinde bir araya gelecek...

Birlikte yemek yiyecek ve onları dinleyecek...

İşte bu olması gereken "Değişim" hamlesidir...

Tayyip Erdoğan siyaseti çok iyi okuyan bir lider özelliğine sahip...

Allah rahmet eylesin Necmettin Erbakan hoca döneminde yaşanan "gelenekçi ve yenilikçi" tartışmasının tecrübesi ile bugün hem gelenekçi hemde yenilikçi düşünceleri en iyi şekilde yoğurmalıdır..

O nedenle 2002 ruhuna köklü bir değişim hamlesi ile sahip çıkarak yeni bir sayfa açmak zorunda olduğunu görmektedir..

Bilinmeli ki "Tayyip Erdoğan varken o ruh AK Parti'den çıkmaz!."

O nedenle kurulacak olan partilerin kaderi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın izleyeceği yol haritasına bağlıdır...

Tayyip Erdoğan bu sıkıntılı dönemde beklenen değişimi yaparsa o kurulacak partilerin yaşama şansı olmayacaktır.

Hz. Mevlana der ki;
'Sıkıntı yok efendiler. Dert insana yol gösterir'

İşte Tayyip Erdoğan'ın sıkıntılarını giderecek tek yol partisinin her hem gelenekçi hem yenilikçi bir anlayış ile buluşturup 2023 startını vermesidir..

Bakın o zaman "2023 Türkiye'sinin AK Partisi " nasıl doğuyormuş!..

Tayyip Erdoğan bugün "Büyük Türkiye" idealini gerçekleştirmeye çalışırken birilerinin "Tayyip Erdoğan'dan yüzde kaç oy tırmıklarım" hesabını bu millet çok iyi görüyor!..

Çünkü o hesap CHP ve HDP'nin kasasına çalışan hesaptır...

Babacan'ın 18 rapçinin Susamam şarkısına atıfta bulunarak, "Biz de susmadık. Susamadık. Karar verdik ve çalışıyoruz" sözleri karşısında söylenecek tek söz ise şudur;

Dikkat et !..

Sözlerin kendine ihanet edebilir.

Çünkü karanlıkta yürürken bile gölgen seninle değil Sayın Babacan!..