17 yıldır aynı filmi seyrediyoruz. "ONLAR KONUŞUR, ERDOĞAN YAPAR"...Anlaşıldı ki Kanal İstanbul'da öyle olacak..Tarih bir kez daha tekerrür edecek.. Ne güzel atasözüdür.Eşek ölür, kalır semeri; insan ölür, kalır eseri..
Diyor ki;
"Kanal İstanbul bu şehre 100 kere ihanettir. Bu kadim şehri alt üst edecek projeye sonuna kadar karşıyız. Hiçbir gerekliliği ve bilimsel dayanağı yok."
Bunu söyleyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu..
Yapma be Ekrem Başkan!..
İlber Ortaylı ve Celal Şengör gibi bu ülkenin en önemli bilim insanları dahi "Kanal İstanbul" projesinin Türkiye ve İstanbul için bir ihtiyaç olduğunu söylerken böylesine keskin ifadeler kullanman hem bilime hem de bilim insanına hakarettir...
*
İlber Ortaylı Beylikdüzünde düzenlenen bir söyleşide, BŞ başkanı seçildikten sonra Ekrem İmamoğlu'nun yüzüne Kanal İstanbul ile ilgili karşı bakın neler söylemişti..
"Zaten Lozan değişti ve daha çok değişecek. Montrö Lozan'ın tashihi demektir. Daha da tashihi edilecek çünkü İstanbul Boğazı'ndan bu kadar şilep geçemez.
Aksi takdirde her gün deniz kazaları olur haberiniz olsun. Yani bundan sonra ciddi bir hükümetin programı, o çılgın kanal denen kanalın yapılmasıdır.
Aklı başında jeologlar evet diyorlar, bu iş lazım diyorlar. Çünkü İstanbul boğazları milletler arası bir trafiğe müsait değildir. Lozan ve Montrö zamanında buradan geçen gemilerin yoğunluğu yüzde 1'in de altında. Bu hacmi kaldıramaz.
İstanbul'un nüfusu 1 milyondu, boğaz işlemiyordu zaten. Şimdi bizim okuldan bile motor kalkıyor sabah akşam karşıya. Servisle taşıyacak halimiz yok. Her yakada 10'ar milyon adam yaşıyor."
Bundan iyi Kanal İstanbul dersi olabilir mi?
Ortaylı ders vermiş!..
*
Ah be Tayyip Erdoğan dememek mümkün mü?
80 yıldır hayal denilen böylesine büyük projelere sahip olmamış bir ülkeyi bu projelerle buluşturursan bazı insanların canı sıkılır!..
Yadırgarlar...
Çünkü onlar hep konuşmuş sen hep yapmışsın...
Onlara göre;
Bugün dünyanın hayranlık duyduğu yeni havalimanı gereksizdi... (Sabiha Gökçen Havalimanı içinde öyle demediler mi?)
Boğazı araçları ile geçtikleri Avrasya Tüneli gereksizdi..
Keza...
Marmaray gereksizdi...
Yavuz Sultan Selim Köprüsü gereksizdi...
Osman Gazi Köprüsü gereksizdi...
Çamlıca Camii gereksizdi...
Şehir hastaneleri gereksizdi...
Ne oldu?
Hepsi yapılıp milletin hizmetine sunuldu...
Hani göre göre haksızlık yapanlara karşı "Allah'tan korkmaz kuldan utanmazlar" deriz ya...
Ders hiç almamışlar...
Utanmanız yok mu kardeşim!..
Boğaz Köprüsünün yapılmasına da karşı çıkanlar aynı zihniyetler değil miydi?
Güzel bir atasözüdür..
"Eşek ölür, kalır semeri; insan ölür, kalır eseri "
Birileri istese de istemese de bu ülkeye kimler dev eserler kazandırmışsa her biri arkalarından hayırla yad edilmişlerdir...
Kemal Bey var mı bir eserin!..
*
Kanal İstanbul Projesine karşı duruş gösterenler şöyle bir bakın.
Dünyanın 7 büyük projesinden 4 tanesi Türkiye'de...
Birincisi İstanbul Yeni Havalimanı hizmete açıldı...
İkincisi Deriner Barajı bitmek üzere...
Üçüncüsü Tuz Gölü'nün altında en büyük doğal gaz deposu bitti...
Dördüncüsü Kanal İstanbul geliyor...
Bunlar sizi neden rahatsız eder!..
*
Kanal İstanbul demek!
Türkiye'nin boğazlarından geçen yabancı gemilerin durdurulabilmesi, denetlenebilmesi, milyonlarca dolar para kazanılması demek...
Yani...
Boğazlarda yeniden hakimiyeti ilan etmek demek...
Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre Türkiye, Çanakkale ve İstanbul Boğazı'ndan geçen hiçbir yabancı gemiyi durduramıyor ve denetleyemiyor...
Bir kuruş bile para kazanamıyor...
Şaka değil gerçek...
*
Kanal İstanbul ile;
Boğazdan günde geçen 150 gemi ikinci bir güzergah seçeneğine kavuşacak. Rahatlayan Boğaz çekim merkezi olacak.
Tanker trafiğinin azalmasıyla İstanbul'a büyük zarar verebilecek olan kaza olasılığı da azalacak. Doğal alan olan değişken ve ters akıntıları nedeniyle riskli bir geçiş alanı. Teknik arızada kaza olasılığı yüksek.
Oysa Kanal İstanbul'da akıntı ve diğer doğal riskler yok.
Geçen gemilerin pervane seslerinden bıraktıkları atıklara kadar Boğaz'a verdikleri zarar azalacak. Balık ve diğer canlılara baskı azalacak.
Trakya'da ikinci bir İstanbul Boğazı olacak. Çevresindeki yatırımlarla bölge ekonomisi canlanacak.
Bu sizi neden rahatsız eder beyler!..
*
Kanal İstanbul ile...
20 Temmuz 1936'da imzalanan "Ticaret gemilerine tam bir geçiş serbestliği tanınan, savaş gemileri için geçiş sözleşme hükümleri ile sınırlandırılan" Montrö Anlaşması, bir bakıma rafa kalkacak...
Bakın;
Montrö Antlaşması sonsuza kadar diye imzalanmış ama sadece bir açık kapı şu sözle bırakılmış;
"Başka alternatifi olmadığı için"
İşte Kanal İstanbul bu kapı olacak!..
Günde 150-160 gemi geçecek...
Yıllık 8 milyar gelin kaynağı oluşacak...
1 milyon kişi istihdam edilebilecek...
Turizm gelirleri artacak...
*
Kanal İstanbul gibi göz kamaştırıcı ve sadece İstanbul'a değil Türkiye'ye yeni bir güç katacak olan projeye karşı duruş gösterenlere derim ki;
Aklınızın ermediği işlere bulaşmayın...( ki Bilim adamları söylüyor)
Altında ezilirsiniz!..
Abileriniz hep böyle ezilmedi mi?
Eğer illede "Yapılmasın" diye çok ısrarcı iseniz o zaman kusura bakmayın "Kurbağalı dere" den geçerek Kanal İstanbul havası alın!..
Ama unutmayın...
Siz konuşursunuz Tayyip Erdoğan yapar!..
Tarih yine tekerrür eder...
17 yıldır öyle olmadı mı?