Arapçada ''fkr'' mastarından bir kelime türer. Bu kelime bazen fikir bazen ferik bazen tefekkür olur. Bizi şuurlu olarak düşünmeye itmesi gereken ve anlamının açıklaması da tam olarak bu (şuurlu olarak düşünme) olan bir kelime. Lakin ilk akla gelen şey fikir olmaz, ''düş'' olur. Bir düşün fikre dönüşebilmesi için ferik gibi olgunlaşmış olması icap eder. Sonunda fikirler de ferik gibi olgunlaşarak tefekküre dönüşür.
Bir melekeyi geliştirip kaderinize kadar taşımak istiyorsanız belirli aşamalardan geçirmelisiniz. Bunun için de kuvvetli bir düşünceye ve güçlü bir fikre ihtiyacınız var. Bu güçlü fikir ve kuvvetli düşünce sizi merdiven basamakları gibi sonunda ahlaka kadar ulaştırır. Tam bu noktaya ulaştığınızda ise hangi fiili içinizde geliştirdiğiniz oldukça önem kazanıyor.
Bir yaşlı bilge şöyle anlattı:
Genç Kızılderili çocuğu, günün belirli saatlerinde kulübesinin yanında dedesiyle otururmuş. Dedesinin kulübeyi koruması için beslediği iki kurt köpeği az ötede birbirleriyle sürekli dövüşürlermiş. Köpeklerden biri siyah diğeri ise beyazmış ve dedesi bu köpekleri gözünün önden ayırmazmış. Çocuk bu iki zıt renkli köpeklerin esrarını merak eder dururmuş. Bir gün dedesine köpeklerin neden sürekli didiştiklerini ısrarla sorunca, dedesi, torununun başını okşayarak;
-Artık büyüdün, açıklama zamanı geldi. Bu iki köpek benim için iki simgedir. İyiliğin ve kötülüğün simgeleridir. Bu köpeklerin boğuştukları gibi iyilik ve kötülük içimizde sürekli boğuşur. Onları izlediğimde hep bunu düşünürüm evlat.
Çocuk ''Eğer mücadele edenler varsa kazanan da olmalı. Dede; sence hangisi kazanır?'' der. Dedesi ''Ben hangisini daha iyi beslersem evlat'' diye cevap verir.
Yaşlı bilgenin hikayesine paralel olarak bir şeyleri öğrenme süreçleriyle nasıl içimizde büyütüyoruz, birazda bundan bahsetmek isterim. Öğrenme süreçlerine göz attığımızda bir fiilin nasıl ahlak haline geldiğini rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Öğrenme Süreçleri;
1- Bilinçsiz -yetersizlik
2- Bilinçli -yetersizlik
3- Bilinçli -yeterlilik
4- Bilinçsiz -yeterlilik
Kısaca açıklamak gerekirse başlangıçta bir konu hakkında bir şey bilinmiyor. Haliyle bilgi de yok, olmayan bir bilgi de kullanılmıyor (bilinçsiz-yetersizlik). Bir konu hakkında bir şeyler öğreniliyor fakat pratikte o bilgi kullanılamıyor ( bilinçli-yetersizlik). Bir konu hakkında bir bilgi öğreniliyor ve pratikte de kullanılıyor (bilinçli-yeterlilik). Bir konu hakkında bir şeyler öğreniliyor ve bilinçsiz olarak kullanılıyor (bilinçsiz- yeterlilik). En yaygın örnekle açıklamak gerekirse; araba kullanmayı öğrenme aşamaları bu öğrenme süreçlerini örneklendiriyor. İlk başta araba kullanma bilinmiyor. Bir kursa yazılıp öğreniliyor fakat direksiyona geçildiğinde bir anda kullanılamıyor. Bir müddet pratik yaptıktan sonra artık debriyajın nerede olduğu düşünülmeden araba kullanılıyor. Hatta daha sonra vites atılırken mesaj yazılıp makyaj bile yapılabiliyor. Hülasa, bir bilginin veya duygu durumunun nasıl nefisteki ahlaka eklendiğini görmüş oluyoruz.
Değerli okurlarıma saygı ve sevgilerimle...