Rizespor her sene, veya her Süper Lige çıktığında aklımıza hayalimize gelmeyen zorluklar yaşatır bize. Zaman zaman göğsümüzü kabartan, cesametine uymayan başarılar elde etse de genellikle kalmakla düşmek arasındaki sırat köprüsünde geçer günlerimiz, aylarımız, yıllarımız. Başarı Kızıl Elma gibi rüyalarımızı süsler.

Futbolda Rize'nin durumu böyle.

Yok mu Rizelinin ayaklarını yerden kesen başarılı sporcuları? Başka branşlarda takımlarımız neler yaşatıyor bize? Fındıklı'da, Ardeşen'de, Pazar'da voleybolcularımız ilimizin tanıtılmasında saman alevi gibi de olsa parladılar, iz bıraktılar. Onları hayırla yad ediyorum.

Sadece Futbolla kaim değiliz demek istiyorum. Güzide kulüplerimiz, çok başarılı takımlarımız, sporcularımız var.

Üstün başarılardan söz ederken Güreşte ilimizin durumunu ayrıca ele almak, özel olarak sporcularının elde ettiği başarılar dile getirmek gibi bir sorumluluğumuz var.

Türkiye'ye bir ilk olarak 28 yıl aradan sonra ilk olimpiyat madalyasını kazandırın güreşçimiz Mehmet Akif Prim'i yetiştiren RİZE ÇAYKUR GÜREŞ KULÜBÜ, daha sonra Avrupa şampiyonu EROL KOYUNCU, UĞUR TÜFENK, olimpiyat şampiyonu MİTHAT BAYRAK (2 kez), KAZIM AYVAZ, olimpiyat şampiyonu TANER AKBULUT(akdeniz oyunları şampiyonu) SELÇUK ÇEBİ(dünya şampiyonu) ve diğer sıkletlerde yüzlerce gümüş bronz madalya kazanan sporcularımızı yetiştirmiştir.

Sportif başarıdan bir türlü söz edemediğimiz futbolda sporcularımız saray varı yerleşkelerde 5 yıldızlı hizmetleri alırken yukarıda sıraladığım başarıları bize yaşatanlar yoksulluk içinde perişanlık içinde mücadelelerine devam etmekte, ya çok başarılı olduğumuz güreş sporunu bırakmakta, ya da başka kulüplerin yolunu tutmaktadır. Her yağmur sonrasında minderleri su içinde kalan sporcularımız çaresizce yetkiliklerin kapılarında beklemektedirler. Bu kadar büyük başarıları ülkemizin en küçük iline yaşatanlara daha modern imkanları sağlamada sınıfta kalmışız. Ödeneği çıkmış salonu becerip yapamamışız. Paramız bakanlığa geri gitmiş.

Bunun vebalı kimindir?

Yer tahsis etmeyen bürokratlara mi, yoksa o bürokratlara hesap soramayan siyasetçiye mi bu vebalı yükleyelim?

Kıyı kenar çizgisi diye Rize'nin bir alın yazısı derdi vardır. Kazınmış alnımıza, silemiyoruz.

Komşuda 35 metre yüksekliğinde stat gözümüze batarken, iki üç katlı güreş eğitim merkezini yaptırmamışız, ayrılan ödenek geri gitmiş!

Yazıklar olsun hepimize. Yazıklar olsun 30 milyonluk yatırımı geri çevirenlere. Sebep ne olursa olsun yazıklar olsun.

Eğer cumhurbaşkanın memleketinde altın madalya alan sporcuların, güreşicilerin minderini sular basıyorsa bugün, tuvaletleri pislik içindeyse, yazıklar olsun hepimize, hepinize!

Bu konun peşini bırakmayacağım ve kendini bu vilayette bir numaraya çıkaranlara esas yerlerini münasip lisanla anlatacağım.

SELAM VE DUA İLE