Bu ülkede çalışan, alın teri akıtan, sermayesini milletinin hayrına kullanan insanların çilesi bitmiyor. Ülkemizi etkisi altına alan corona virüs, esnafı kara kara düşündürüyor. Aylardır iş yapamayan, kaplı olan esnaf, iflasın eşiğine geldi, borçlar birikti. 100 bin esnaf kepenk kapatmış. Bu korkunç bir rakamdır. Koç 35 bin çalışanına evden çalışma imkanı verdi görünüşte ama psikolojik olarak etkiliyor.
İş hayatı durdu, masraflar devam ediyor. Ertelenen kredi borçlarında faizler katlanacak mı? Cevabı yok. Borç ertelemesi, kira yardımı, sigorta primi desteği. Milyarlarca lira destek var, evet ama virüsle mücadelede geride bıraktığımız Avrupa kayıpları önlemek için verdiği destekte fark attı bize. Mukayese götürmez bir gerçek, iyiyiz. Tamam. Sağlık sistemimiz alnının akıyla bu işten sıyrılacak inşallah ama devlet vatandaşına gerektiği kadar yardımcı olamadı.
Durum çok kötü. Ekonomi çok etkiledi. Bütün darbe kıt kanaat geçinenlerde, çalışanda! Uzun sayılmayacak bir zaman diliminde gerekli açılımlar yapılmasa pandemi krizi büyük sorunlar doğurabilir. Yetkililer, anlamak istemiyorlar veya yeterince kulak kabartmıyorlar.
Borçlar dağ oldu, altında kaldı esnaf. Geri dönüşü olmayan iflaslar olacak. Normal maaşı ile geçinemeyen çalışanlar yarım maaşla nasıl hayatını idame ettirecek? Yatırım yapan, yeni bir heyecanla yeni bir iş kuran iş verenler ne olacak? Bütün bu soruların cevabı maalesef yok.
Borçlarının ertelenmesi, kiralarının alınmaması talebi var. Çalışanlar üretenler, iş kuranlar yükün tamamımı çekemez. Yük çekilecekse, eşit ağırlıkta olmalıdır. Bir tarafı yerle bir eden hiçbir sistem ayakta kalamaz.
Sivil toplum örgütleri bu zamanda üyelerinin yanında olacak. Varını yoğunu ortaya koyacak ve üyelerine destek olacak. Birinci hamur kağıtta basılan hikayeler yerine esnafın sanayicinin yanında olacaklar. Bu sene mesela aidatlar alınmasın. Lüks olan her şeyden kaçınılsın. Mücadele ayakta kalma, yok olup gitmeme mücadelesidir.
Önümüzdeki dönem ülkemize yepyeni fırsatlar sunacak. Jeopolitik konumu ve Allah'ın yardımı ile bu ülke çok güzel günlere kanat çırpacak. Ama öncelikle ayakta kalmayı bu dönemde başarmak zorundayız. Dökülen su kabını doldurmaz. Kuruyan ağaç canlanmaz. Çok dikkatli bir şekilde bu zor dönemi geçirmek zorundayız...