Yoruyorlar bizi. Evet, günümüzün modern hayatı içinde günlük hayatımızı evrensel başlığı altına çekip, koskoca dünyada yalnız bırakıyorlar bizi. Neden mi yapıyorlar bunu? Korkutmak için, çaresiz bırakmak için ve mücadele vasıflarımızı tüketmek için.
Bizim kelimelerimiz var. Bizim dostlarımız var. Ailemiz, çevremiz var. Bizim aklımız var, güçlü bir kalbimiz var. Mesela şöyle bir zenginliğimiz var: Çocuklarımıza 'seni seviyorum' dersek bu merhamet olur. Dosta söylesek muhabbet olur. Anneye söylesek yakınlık ve saflık olur. Babaya söylesek takdir ve saygı olur. Daha nicelerine söylesek başka başka güzellik doğurur. Böylesine marifetli kelimelerimiz ve bu kelimelerin sesindeki mana ile birbirine sarılan muhabbetlerimiz var. Bu yüzden insan kelime ve sesleri ile büyüyen ve kemale eren varlık.
İnsan biriktirdiği dostları ile yükseliyor. Güzel kelimelerimiz var ise muhakkak dostlarımız da vardır. O güzel kelimeleri sese dökmek için dost ararız. Hiç bulamadıysak da ağaçlara, kuşlara, gökyüzüne konuşuruz.
İnsanın hamlığını, zayıflığını, henüz yetişmemişliğini dostu tamamlar. Meyveler de böyle değil mi? Olgunlaşmamış bir avakado veya kivinin yanına gece bir elma veya bir muz bıraktığımızda sabahına yumuşayıp tatlanmaz mı? İnsan da böyle. Bir dostun yanında iken ondan beslenir de ona seslenir de onunla dertleşir de içine dolmaya başlayan karanlığın gölgesinden ışıklarını saçmaz mı?
İşte bizler bugün içine düştüğümüz her ne karamsarlık, stres, yalnızlık, eksiklik ve yetersizlik var ise ve bunlar bizde hastalığa dönmeye başladı ise kelimelerimizi sese aktarıp ulaşabileceğimiz dostlarımızı göremediğimizdendir. Bize dostlarımız sahip çıkacak. Biz diğerlerine dost olup sahip çıkacağız. Hayatı biraz basit yaşayıp, modernitenin dayattığı her türlü olumsuzluğa esaslı bir direnç göstereceğiz. Yoksa adamlar bizden teknik olarak üstünmüş, bilmem ellerinde harika silahlar varmış, internet ile aklımızı alırlarmış, çocuklarımızı bizden koparırlarmış... Bunlar dosttan mahrum kalmış ve kelimelerini unutmuş akılların şaşkınlığı.
Önce kalbimizin dostunu bilelim. O'nun için kalbimizi temizleyelim ki O dost oraya yerleşsin. Hangi dostumuz bize darıldı, terk etti? Hayır! Darılmadı, terk etmedi.